MAHALLENİN DELİSİ OLMAK....

Hepiniz ''DÜŞÜNEN ADAM'' heykelini bilirsiniz. Fransız Heykeltıraş Auguste Rodin'in, 1900'lü yıllarda yaptığı ve şu an Rodin Müzesinde bulunan Düşünen Adam heykeli, tüm dünyada felsefi düşünmenin simgesi haline gelmiştir. Zamanla pek çok kopyaları yapılan eser; Belçika, Almanya, Norveç, Japonya, Fransa, Danimarka gibi farklı ülkelerde müzeleri ve üniversitelerin bahçelerini süslemektedir. Fakat hiç bir ülkede, Düşünen Adam heykelini bir akıl hastanesinin bahçesine yerleştirmek, kimsenin aklına gelmemiştir. Türkiye'de, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin bahçesinde bulunan heykel, bu ülkede düşünenlere hangi gözle bakıldığının en güzel özetidir aslında...

Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Adalar başkan yardımcısı, bazılarının gözünde mahallenin delisi Ozan Narman’ın 15 yıllık manav tezgahını, susmadığı-biat etmediği için zabıtalar kaldırdılar.  Orta yaş ve üzeri bilirler, Anadolu kültüründe her kasabanın, her köyün, neredeyse her mahallenin mutlaka bir delisi vardı.  Mesela, Ada Gazetesinin sahibi dostum Şükrü Abanoz mahallenin delisidir. Ben, hem Adalar, hemde Bakırköy’de mahallenin delisiyim. Ozan Narman kardeşimiz de tıpkı bizim gibi mahallenin delisidir. Doğrusu biz kendi adımıza bu ünvandan memnunuz. Bizzat bizi bu günlere getiren, geçmişten günümüze belediyelerin yanlış-yandaş uygulamaları, rüşvete-yolsuzluğa ses çıkarılmaması konularını sorgulamalarımıza, "Boşverin, karıştırmayın, elleşmeyin, sizde yolunuza bakın!" diyen zihniyettir. Birileri, kendi üzerlerindeki ölü giysisini bize de giydirmeye yelteniyorsa, mahallenin delisi olmayıp da ne yapalım! Bizler bozuk sistemi, en ufak detayına kadar, sorgulamaya ve düzeltilmesi için katkıda bulunmaya çalıştıkça, önümüze çekilen setleri, bize sunulan ölü elbisesi olarak nitelendiriyoruz. Kimse boşuna o elbiseyi giydirmeye çalışmasın... Yırtar paramparça ederiz... Masum çıplaklığımızı da, aç kalmayı göze alarak sonuna kadar koruruz.   Eskiden AK Partili belediye meclis üyesi Ramazan Dokuzkardeş vardı. Halkın oylarıyla seçildiği belediye meclisinde Adaların önemli meseleleriyle ilgili verdiği soru önergesiyle bizleri umutlandırmıştı. Sonrasında Adalar Belediye Meclisi üyeleri, gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkayıp, dudaklarını mühürleyerek görevlerine devam ettiler. 2019 yerel seçimlerinden sonra, ‘’Adalar artık kaderine terk edildi’’ diye düşünmeye başlamıştım ki, birbiri ardına verdikleri soru önergeleri, bütçe görüşmelerinde dik duruşlarıyla CHP-AK Parti-DSP’li meclis üyeleri yeniden, Adalar’ın umudu, tünelin sonundaki ışığı oldular. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse; meclis üyelerini çeşitli sebeplerle tehdit etmeyen-onlar üzerinde para-makam vs.lerle baskı kurmayan ve tüm fikirlere saygı gösteren belediye başkanının katkısını da inkar etmemek gerekir.