HARVARD’DA ÇARE ETMEDİ

En üzücü olanı da, ayıpladığı her şeyin şimdi başrolünde olmasıydı...

Babası multi milyarderdi ama taşı sıkıp suyunu içerdi. Bu yüzden varlık içinde yokluk yaşadı. Çocukluğu, gençliği hep lüks yaşamlara özenerek geçti. Doktorluk kazandırmayınca siyaseti seçti. * Kaz-Tavuk derken, 3000 metrekare arsayı gözden çıkardılar içleri giderek. Damat, Ak Parti’ye gitti içeri bile sokmadılar, bu defa doçentimizi CHP’ye gönderdiler. * Birileri, ‘Vay sen misin Ekrem’e kafa tutan’ deyip, Dr. Kerimoğlu’nun üstünü çizdiler. ‘Siz doktorlara değil, doçentlere layıksınız’ martavalıyla Doç. Ayşegül Ovalıoğlu’nu aday yaptılar. * Bakırköylü isterük diyerek yapılan o kadar eylem boşa gitti. Parti üyesi bile olmayan 48 yaşındaki beyin cerrahımızı 60 yıllık CHP’li diye susuz yutturdular. * Doktordan kurtulmuş, level atlayıp Harvard’da burs görmüş Doçente kavuştuğumuz için hepimiz 31 Mart gecesi çocuklar gibi şendik. * Doçentimiz Bakırköy’den ve Belediyecilikten bi haberdi. Olsun du, zaten bizlerde körelmiş gözlerimizle siyasetten bi haberdik. * Göreve başladı, vatandaş Basınköy’de sordu, ‘evlerimiz sinekten geçilmiyor başkanım’ Aaa! Aynı sorun Yeşilköy’de de var. Biz pencerelere sineklik taktırdık, tavsiye ediyorum, dedi. * Kartaltepe Mahalle toplantısında vatandaş, ‘artı 1 kat ne zaman’ diye sorunca, Kusura bakmayın, biz sadece 1 kat verebiliriz, ayrıca artı kat veremeyiz dedi. * Zuhuratbaba Mahalle toplantısında ‘top sahası ne olacak’ diye soruldu. Konuyla ilgili en kısa zamanda Milli Savunma Bakanlığıyla görüşeceğiz, cevabını verince, başkan yardımcısı kulağına eğilip fısıltıyla, ‘top derken futbol topundan bahsediyorlar efendim’ diye uyarmak zorunda kaldı. * Belediye meclisinde meclis üyesi, Capacity AVM ile ilgili Betonarme Perdeleri sordu. Hiddetlendi, biz bile salonumuza tül perde yerine, betonarme perde yaptırmayı düşünürken o avm neden yapmıyor, dedi. * Sadece Gaf’lar Kraliçesi değildi. İlk kez, her gördüğünde karşısında iki büklüm eğildiği eş başkanı Ertan Yıldız’ı yedi. Kurdun Dişine Kan değmişse Ne Sürü Tanır Ne Çoban misali, bu sefer adliyede kendisi yüzünden ifade için savcıyı bekleyen başkan yardımcısı Ali Rıza Akyüz’ü yedi. * Görgüsüzlüğün dibini gördü, 15 basın görevlisi, 6 koruma, üç özel kalem sekreteri, 2 şoför ile Kanada Başbakanından bile daha ihtişamlı bir hayat sürmeye başladı. Artık b*kuyla oynamaya başlayan Bakırköy yansa da umurunda değildi. Ver parayı çık TV’ye li günler çok daha güzel ve eğlenceli geldi. * Aslında, okuyanların üç gün sonra unutacağı haberler yerine: Kim kimle beraber, Kim kimi götürmüş, Kim kimi aldatmış, Kim kimle yemiş içmiş, İçerikli magazinsel haberi istersen tek sütuna koy, tıklanma rekoru kırıp, haftalarca konuşuluyor. Yerelden genel siyasete, sanattan kültüre, ekonomiden diplomasiye… içerisinde magazin yoksa dikkat çekmiyor haberler. Ama sorsan, maşallah hepimiz siyaset sarrafıyız! Sadece merak ettiğim için soruyorum; oldu ya, hakim, ‘biz yanlış tutuklama yaptık, asıl yetki sahibi sizsiniz’ diyerek doçentimizi tutuklasa, acaba ziyaretine belediyeden kimler gitmek ister? Burası Türkiye, 3 hafta sonra ne olacağı belli olmaz…