BU KALP SİZİ ASLA UNUTMAZ...

Türk Töresinde bir söz vardır, ‘Unutursam Gök Girsin, Kızıl Çıksın’ diye… bizlerde bazı yaşananları asla unutmayacağız.

Değerli okurlar; gün gelecek, Bakırköy’de tüm olumsuzlukları, rüşvet, yolsuzluk hırsızlık, haberlerini falan hepsini ama hepsini bir gün unutacağım-unutacağız. Hatta onlarca kez Cumhuriyet Savcılıklarında ifade verişimi, mahkemelerde yargılanışımı, aldığım hapis cezasını, bu yüzden İstanbul’dan Ankara’ya tek başıma yürüyüşümü bile şeref sayarak unutacağım. Evet, bugüne kadar yaşanan olumsuzlukların tamamını tozlu raflarda unutacağım ama asla ve asla unutmayacağım şeyler var hayatımda…   Mesela, Bakırköy Belediyesine ait Kartaltepe Şefkat Huzurevindeki yaşlıların soğuk kış günü, gözü yaşlı, feryat figan bir şekilde zorla başka illere sürgün edilişleri var ya, işte o bir ömür boyu gözümün önünden hiç gitmeyecek. Bugün bazıları hayatını kaybetmiş yaşlılarımıza reva görülen zulme sebep olan belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin zalimliğini asla unutmayacağım. İhtiyarlıkta aklına insanın Tatlı anıları gelmeli yalnız Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın Efendiler, siz de ihtiyarlayacaksınız. Demiş oysa şiirinde Nazım Hikmet…   Yine unutmam, 2016 yılında DİSK üyesi olup işten atılan emekçi kardeşlerimiz belediye önünde grev çadırı kurmuşlardı. Çadırda işten atılmış, üzerinde Belediye-İş forması olan nur yüzlü bir ablamız, Fatma Çalışkan vardı. Kendisi Belediye-İş üyesiydi ama sendikası diğer üyelerine yaptığı gibi onu da kaderiyle başbaşa bırakmış, Bakırköy Belediyesinin DİSK temsilcileri, yapılan haksızlığa tepki göstererek Fatma ablamıza sahip çıkmışlardı. Umudun, hayallerin yıkılarak, çaresizliğe düşmenin ne demek olduğu umurlarında olmayan belediye başkanı; aynı şekilde bir gün ansızın Songül Ergin kardeşimizin de işine son verdi. Her ikisi de ana olan ablamızın ve kardeşimizin işten atılma sebepleri, ‘Hamili Yakınımdır’ kartvizitlerinin olmayışıydı. Oysa Nazım Hikmet şiirinde ne demişti: Analardır adam eden adamı aydınlıklardır önümüzde gider. Sizi de bir ana doğurmadı mı? Analara kıymayın efendiler.   Sabahın kör karanlığında, zemheri ayazını tüm benliğinde yaşayarak antrenman yapmaya zorlanan kızlarımızın, baharı düşleyerek ısınmaya çalışmalarına sebep olanlar, sakın ha sakın sizleri de unuttum sanmayın. Hani şimdi biz; İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar Güneşli günler göreceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar Işıklı maviliklere süreceğiz…    Nazım Hikmet       Başta da dedik ya bazı şeyler unutulmaz diye. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yaşasınlar zalimler son demlerini. Hoyratça sergiledikleri zulümlerinin bitmesine az kaldı… Tanrı’dan tek dileğim, o güzel insanlara yaşattıklarının aynısını yaşamalarıdır… Tavşan adayları bir kenara bırakarak, altı belediye başkan aday adayına buradan tek bir cümleyle seslenmek istiyorum; ‘Sakın Ola Unutayım Demeyin, Unutmak İhanettir.’