BERBAT BELEDİYECİLİK BİLE SONUCU ETKİLEMEDİ

Bu seçimlerde HDP çok ağır darbe alırken, AK Parti 5 yılın sonunda sınıfta kaldı.

Adalar'da, 2018 Haziran seçimlerini ve 14 Mayıs-28 Mayıs seçimlerini karşılaştırmalı olarak değerlendirirsek; Yurttaşlarımız, Suriyeliler sayesinde Türk-Kürt-Ermeni ayrımının ne kadar saçma olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti için asıl büyük tehlikenin mülteciler olduğunu öğrendi. Adalar’da, ilk turda Sinan Oğan’a verilen oyların 20’si Erdoğan’a, geri kalan 263 oy’un ise Kılıçdaroğlu’na gittiğini görüyoruz. 28 Mayıs 2023’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimiyle, 24 Haziran 2018 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini karşılaştırdığımızda; Millet İttifakının adayı oylarını 2251 artırırken, Cumhur İttifakı adayının ise sadece 141 oy artırmış olduğunu gördük. Milletvekilliği seçiminde ise ittifakların aldığı oylara bakarsak; Millet İttifakının oyları 4,79 artarken, Cumhur İttifakının ise oyları yüzde 4,05 düşmüş. Yüzdeleri sayısal olarak verecek olursak; Çok kötü yönetilen Adalar Belediyesine rağmen CHP 2018 yılında almış olduğu 4180 oyu 2023 seçimlerinde 5268’e çıkarmayı başarmışken, 2018 yılında 2374 oy alan AK Parti ise 2023 yılında oylarını 2116’ya düşürmüştür. Acıma acınacak hale düşersin deyimini mi yaşadığı, yoksa sosyalistlere artık güven mi vermediği pek anlaşılamayan HDP ise, 14 Mayıs’ta yapılan milletvekilliği seçiminde oylarını TİP’e kaptırarak Adalar’da AK Partiyle birlikte en başarısız ikinci parti oldu. MHP ise, kendisinden koparak iki ayrı rakip parti kurulmasına rağmen oylarını büyük ölçüde muhafaza etmiştir. Millet İttifakı bileşenlerinden İYİ Parti, Deva ve Saadet Partisi Kılıçdaroğlu’nun oyunu artırması için gerekli özverili çalışmayı sahada yarım-yamalak yaparken, Cumhur İttifakı bileşenlerinden MHP ise Erdoğan için en az AK Parti kadar elinden gelen çabayı gösterdi. 28 Mayıs’ta alınan sonuçlara CHP cephesinden baktığımızda; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na gerek danışmanları ve gerekse kurmayları tarafından 12 yıldır merkez sağ ve merkez sol’u küstüren, kuyrukçuluktan öteye gitmeyen yanlış politikalar izletildiği, milli meselelerde tavrı net olan Atatürk Milliyetçisi adaylar yerine başta Erdoğan Toprak olmak üzere artı bir oy bile getirecek vizyonu olmayan kişilerin tekrar tekrar milletvekili yapılmaları, millet çoğunluğunun kırmızı çizgisi görmezden gelinerek terörle irtibatlı kişiler için af söylemleri, rakibin din-terör ve LGBT üzerinden yapacağı saldırılara karşı politik söylemler geliştirilememesi(seçim meydanlarında Habur-Oslo-Dolmabahçe-Megri Megri’li videolar başta olmak üzere yüzlerce veri kullanılmadı), Hükümetin halkta karşılık bulan projelerinin karşına alternatif projelerle çıkılamaması, HDP’nin anahtar parti olduğunda ısrar edilmesi, çok güçlü bir ekonomi kurmay kadrosuna sahip olunmasına rağmen çözüm önerilerinin halka akılda kalır ve etkili biçimde anlatmakta başarısız olunması… vs. vs. vs. seçimin kaybedilmesinde en önemli etkenlerdi. Tüm bu olumsuzlukların yanında olumlu yapılan tek şey; CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na, her ne kadar çok geç de kalınsa da, partinin altı okundan biri olan Milliyetçiliğin hatırlatılması ve ikinci turda bambaşka bir Kılıçdaroğlu’nun sahaya çıkarak Milliyetçi oylar sayesinde büyük bir oy almasıydı. 28 Mayıs’ta alınan sonuçlara AK Parti cephesinden baktığımızda ise; Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’ın seçim meydanlarında montaj bir video paylaşması siyasi etik bakımından son derece yanlış olsa da seçmenler üzerinde büyük etki yarattı. Kılıçdaroğlu’nun seçildiğinde, Batı yanlısı bir dış politika izleyeceği izlenimi yaratması milliyetçiliğin yükseldiği bir konjonktürde başlı başına hatalıydı ve “Millet İttifakı seçimi kazanırsa milli menfaatler geri planda kalacak ve ABD’nin güdümünde hareket eden bir hükümet olacağız” algısını Erdoğan kendi lehine oya çevirdi. Sonuç olarak, Kılıçdaroğlu cephesinde yapılan hatalar AK Partili kararsızların Erdoğan’a geri dönmesine neden olmakla kalmadı aynı zamanda Meclis seçimlerinde de AK Parti’den kopan oyların Cumhur İttifakı içindeki diğer partilerde kalmasına neden oldu.