Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

Özgür Ağbulut Çölaşan; “Önce insan, sonra kadınız”

ARŞİV 07.02.2020 - 11:26, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

Özgür Ağbulut Çölaşan; “Önce insan, sonra kadınız”

Özgür Ağbulut Çölaşan; “Önce insan, sonra kadınız” CHP Bahçelievler Kadın Kolu Başkanlığına adaylığını koyan Özgür Ağbulut Çölaşan, Şirinevler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlediği aday tanıtım toplantısında, kim olduğunu, kimin adayı olduğunu, niçin aday olduğunu ve eğer seçilirse neler yapmayı planladığını açıkladı. Elazığ/Sivrice depreminde hayatını kaybedenleri, geçtiğimiz günlerde Suriye’de şehit düşen Mehmetçikleri, Van’daki çığ faciası ve uçak kazında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek aday tanıtım toplantısına başlayan Ağbulut Çölaşan, gazi ve yaralılara da acil şifalar diledi. Her gün, yüzlerce kadının evde, işte, sokakta şiddete maruz kaldığını ve en kötüsünün de şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen CHP Bahçelievler Kadın Kolu Başkan Adayı Özgür Ağbulut Çölaşan, böylesine vahim sonuçlara gebe bu ortamda, ne yazık ki her yerin kadınlar için şiddet ve cinayet mahalline dönüşmüş durumda olduğunu belirtti. Kadınların hiçbir can güvenliğinin olmadığı böylesi bir atmosferde, iktidarın kadına yönelik şiddeti önleme ve koruma görevini yapmak yerine, mevcut mekanizmaları dahi yok ederek, bu zulmün boyutunun misliyle artmasını sadece seyrettiğini belirtti. Ağbulut Çölaşan, iktidar tarafından, artık göz göre göre kadın kazanımlarının sistematik olarak gasp edildiğini, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırıların gerçekleştirildiğini, kayyum atanan belediyelerde ise şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezlerinin dahi kapatıldığını, en önemli kazanımlar diyebilecekleri iki yasal araç olan, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin ve Kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun iptal edilmek istendiğinin altını çizdi. CHP Bahçelievler Kadın Kolu Adayı Özgür Ağbulut Çölaşan, konuşmasına şöyle devam etti; “Devleti yönetenlerce her gün kadını erkeğin malı gören, kadın yaşamı yerine aile önceleyen açıklamalar yapılmakta, kadınların kaç çocuk doğuracağından, nasıl giyineceğine, sokakta özgürce dolaşmasından, çalışıyor olmasına, hatta kahkahasına kadar müdahale ediliyor. Ve ne yazık ki tüm bu saldırılar; daha fazla kadının şiddete uğraması, öldürülmesi daha fazla çocuğun istismar edilmesiyle sonuçlanıyor. Çok karamsar bir tablo tarif ettim sizlere şu anda biliyorum ama maalesef bildiğimiz bu acı gerçekleri herkese fark ettirebilmek için, elbirliği ile güzel günler inşa edebilmek için, bunları mümkün olduğunca her platformda dillendireceğiz. Maalesef başka bir vahim tabloyu daha sizlere aktarmak istiyorum. Sınır komşumuz Suriye’de de şahit olduğumuz çatışma ortamından kaçan insanların, kadın-erkek ve çoluk-çocuk demeden evlerinden uzak yerlere sığınmak zorunda kaldıklarını görüyoruz. Özellikle kadın ve çocuklar olmak üzere tüm sığınmacılar, yoksulluk, yurtsuzluk, geleceksizlik, umutsuzluk, ayrımcılık ve bunların yarattığı psikolojik yıkımla birlikte yaşamı göğüslemeye çalışıyorlar. Bizler olup bitenin farkındayız. CHP’li kadınlar olarak, elimizden gelenin fazlasını yapmaya hazırız biliyorum ancak, toplumun hasarlarının tamamen tamiri için partimizin iktidara gelmesi gerek. Bizlere düşen de, bu yolda azami gayret göstererek, görevden kaçmamak, üstlendiğimiz görevlerimizi layığı ile yerine getirmektir. Kadınların işyerlerinde yaşadıkları olumsuzluklara da değinmeden edemeyeceğim. AKP döneminde, çalışma yaşamı da neoliberal politikalar doğrultusunda kadın ve emek karşıtı esnek, güvencesiz, parçalı istihdam biçimleriyle yeniden yapılandırıldı. Baskı ve örgütlülüğü parçalamaya dönük, başta KHK'larla işten atmalar olmak üzere yasal ve hukuki dayanağı olmayan uygulamalar arttı. Tüm bu politikalar işyerlerinde daha fazla eşitsizlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik, mobing ve şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Başta kadınlar olmak üzere, çalışma yaşamı ve koşulları emekçiler açısından şiddetin kendisi haline gelmiş, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik sistemimiz çökmüş durumdadır”   “NE YAPMALI” “Peki ne yapmalı” diye soran Ağbulut Çölaşan, “Kadına yönelik her türlü şiddete, kadın cinayetlerine, savaşa, ekonomik krize, cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, sömürüye, otoriterliğe karşı örgütlenmek ve mücadele etmek gerekmektedir. İşte bu amaçla ve bunun için Kadın Kolu Başkanlığına aday olmaya karar verdim” dedi.   “KİMİN ADAYIYIM” Bir kişinin ya da bir grubun adayı olmadığını söyleyerek, aday olmaya özgür iradesiyle ve sıraladığı gerekçelerle karar verdiğini belirten Özgür Ağbulut Çölaşan, “Kadınım, kadın kolu başkanlığına adayım. Beni desteklesin ya da desteklemesin, doğal olarak bütün kadınların adayıyım. Bir çocuğum var ve onun geleceğinden duyduğum endişelerden dolayı adayım” ifadeleriyle, öncelikle kendilerini sonra da birbirini tanıyarak işe başlamaları gerektiğini düşündüğünü belirtti.   “BEN KİMİM” Konuşmasına kendisini tanıtarak devam eden Ağbulut Çölaşan, “Sünni’yim, Aleviyim, Türküm, Lazım, Kürdüm, Arabım, Ermeniyim, Çerkezim. Bunlar dinsel inançlara ve kökenlere dayalı kimlik tanımları olup, her insanın en doğal kimlik hakkıdır. Ancak bu kimlikler bugün mevcut sistem tarafından ayrıştırıcı ve bölücü unsurlar olarak kullanılmaktadır. O zaman biz ortak sorunlarımıza çözüm için kendimizi tek kimlikte tanımlamalıyız. Önce insanız, sonra kadınız. Gerçekçi olan da hepimiz için ortak olan bu tanımlamayı içtenlikle kabul ettikten sonra yola çıkmaktır” dedi. Tüm bunların yanında bir de siyasi kimliklerinin olduğunu belirten Ağbulut Çölaşan, Cumhuriyeti kuran, kadına seçme ve seçilme hakkını tanıyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisinin üyeleri olduklarını ve bu nedenle öncü olup, ellerini taşın altına koymaları gerektiğini belirtti. Siyasi yaşamlarını, öngöremediklerini ve yanlışlarını da sorgulamak ve konuşmak zorunda olduklarını belirterek, eleştiri ve özeleştiri kültürlerini geliştirmek ve hayata geçirmek zorunda olduklarını söyledi.   SÜREKLİ VE KALICI OLMANIN YOLU, TAVANIN ORTAK İRADESİNDEN GEÇER Feodal veya kişisel ilişkilerden dolayı değil, ülkenin içinde bulunduğu bunalım döneminden çıkabilmek, ortak hedefe varabilmek amacıyla örgütlenmek için omuz omuza olmak, birlikte olmak zorunlulukları olduğunu belirten Özgül Ağbulut Çölaşan, “Birliktelik ancak tabanın ortak iradesi ile sürekli ve kalıcı olabilir. Tavanın iradesi ile gerçekleşen birlikteliğin sürekliliği ve kalıcı olması mümkün değildir” dedi.   PROJE BAŞLIKLARINI SIRALADI, KONGRE DE AÇIKLAYACAĞIM DEDİ Örgüt iradesi görev verirse, çalışma ve proje uygulamalarını tüm kadın arkadaşlarıyla birlikte yapacağını söyleyerek devam eden Ağbulut Çölaşan, başlıklar halinde sıraladığı projelerini kongrede açıklayacağını söyledi. Özellikle anne baba ve çocuk ilişkisi, kadınların iş yaşamı gibi konularda uzmanlarla çalışacaklarını, eğitim, kültür ve sanat konularında çalışmalar yapacaklarını, evrensel kadın hakları konusunda uzmanlaşacaklarını ve kadın kollarının çalışmalarını sadece yönetim ile sınırlı tutmayıp, sendika, STK ve kadın örgütleriyle birlikte çalışıp, her üyenin katılacağı, sürekliliği olan üretim atölyesi işlevine dönüştüreceklerini söyledi. Devamlılığı ve disiplini ilke edinerek birlikte çalışmak ve başarmak için aday olduğunu söyleyen Özgül Ağbulut Çölaşan, “Dile getirdiklerim umutlarım, hayallerimdir. Bunların hepsini, hatta daha fazlasını sizlerin de umut ettiğinizi biliyorum. Bunun için yola çıktım. Sizlerle birlikte bunları gerçekleştireceğime inandım. Yalnız değiliz. Biz cinsiyet ayrımcılığı yapmayacağız. Kadınlara karşı yapılan baskılara, haksızlıklara ve eşitsizliklere karşı bizlerle birlikte omuz omuza mücadele eden erkeklerde var. Biz umutlarımızı onlarla da paylaşıp birlikte başaracağız” dedi. Konuşmasını sonlandırırken; ailesinin kendisine verdiği ‘Özgür’ ismine hiç ihanet etmediğini, etmeyeceğini, hep özgür bir insan ve özgür bir kadın olarak kalacağını söyleyen Ağbulut Çölaşan, “Evde, sokakta, işyerinde, siyasette, yaşamın her alanında cinsiyetçi dile HAYIR, kadınlar ezen dişlinin çarklarını kıracak çakıl taşlarıdır diyoruz” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.   ÖZGÜL AĞBULUT ÇÖLAŞAN KİMDİR? 1978 İstanbul doğumlu olan Özgür Ağbulut Çölaşan, evli ve Ata Toprak adında bir çocuk annesi. Uludağ Üniversitesi İthalat İhracat, Anadolu Üniversitesi İktisat ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu olarak Gümrük Müşaviri olan Ağbulut Çölaşan, özel bir şirkette yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri olarak meslek hayatımı sürdürmekte. CHP kökenli bir ailenin ferdi olarak 2006 yılından beri Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olan Özgür Ağbulut Çölaşan, 2009-2011 yılları arasında İlçe Kadın Kolu Başkanlığı, 2015-2018 yılları arasında İlçe Bilişim Sorumlusu, 2018 - 2019 yılları arasında da İlçe Başkan Vekili ve Bilişim Sorumlusu olarak parti görevlerinde bulunan Özgür Ağbulut Çölaşan, birçok demokratik ve sivil toplum örgütünde de çeşitli görevlerde aktif görev aldı. Selvi SARITAÇ

Özgür Ağbulut Çölaşan; “Önce insan, sonra kadınız”

CHP Bahçelievler Kadın Kolu Başkanlığına adaylığını koyan Özgür Ağbulut Çölaşan, Şirinevler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlediği aday tanıtım toplantısında, kim olduğunu, kimin adayı olduğunu, niçin aday olduğunu ve eğer seçilirse neler yapmayı planladığını açıkladı.

Elazığ/Sivrice depreminde hayatını kaybedenleri, geçtiğimiz günlerde Suriye’de şehit düşen Mehmetçikleri, Van’daki çığ faciası ve uçak kazında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek aday tanıtım toplantısına başlayan Ağbulut Çölaşan, gazi ve yaralılara da acil şifalar diledi.

Her gün, yüzlerce kadının evde, işte, sokakta şiddete maruz kaldığını ve en kötüsünün de şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen CHP Bahçelievler Kadın Kolu Başkan Adayı Özgür Ağbulut Çölaşan, böylesine vahim sonuçlara gebe bu ortamda, ne yazık ki her yerin kadınlar için şiddet ve cinayet mahalline dönüşmüş durumda olduğunu belirtti. Kadınların hiçbir can güvenliğinin olmadığı böylesi bir atmosferde, iktidarın kadına yönelik şiddeti önleme ve koruma görevini yapmak yerine, mevcut mekanizmaları dahi yok ederek, bu zulmün boyutunun misliyle artmasını sadece seyrettiğini belirtti.

Ağbulut Çölaşan, iktidar tarafından, artık göz göre göre kadın kazanımlarının sistematik olarak gasp edildiğini, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırıların gerçekleştirildiğini, kayyum atanan belediyelerde ise şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezlerinin dahi kapatıldığını, en önemli kazanımlar diyebilecekleri iki yasal araç olan, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin ve Kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunun iptal edilmek istendiğinin altını çizdi.

CHP Bahçelievler Kadın Kolu Adayı Özgür Ağbulut Çölaşan, konuşmasına şöyle devam etti;

“Devleti yönetenlerce her gün kadını erkeğin malı gören, kadın yaşamı yerine aile önceleyen açıklamalar yapılmakta, kadınların kaç çocuk doğuracağından, nasıl giyineceğine, sokakta özgürce dolaşmasından, çalışıyor olmasına, hatta kahkahasına kadar müdahale ediliyor.

Ve ne yazık ki tüm bu saldırılar; daha fazla kadının şiddete uğraması, öldürülmesi daha fazla çocuğun istismar edilmesiyle sonuçlanıyor.

Çok karamsar bir tablo tarif ettim sizlere şu anda biliyorum ama maalesef bildiğimiz bu acı gerçekleri herkese fark ettirebilmek için, elbirliği ile güzel günler inşa edebilmek için, bunları mümkün olduğunca her platformda dillendireceğiz.

Maalesef başka bir vahim tabloyu daha sizlere aktarmak istiyorum. Sınır komşumuz Suriye’de de şahit olduğumuz çatışma ortamından kaçan insanların, kadın-erkek ve çoluk-çocuk demeden evlerinden uzak yerlere sığınmak zorunda kaldıklarını görüyoruz.

Özellikle kadın ve çocuklar olmak üzere tüm sığınmacılar, yoksulluk, yurtsuzluk, geleceksizlik, umutsuzluk, ayrımcılık ve bunların yarattığı psikolojik yıkımla birlikte yaşamı göğüslemeye çalışıyorlar.

Bizler olup bitenin farkındayız. CHP’li kadınlar olarak, elimizden gelenin fazlasını yapmaya hazırız biliyorum ancak, toplumun hasarlarının tamamen tamiri için partimizin iktidara gelmesi gerek. Bizlere düşen de, bu yolda azami gayret göstererek, görevden kaçmamak, üstlendiğimiz görevlerimizi layığı ile yerine getirmektir.

Kadınların işyerlerinde yaşadıkları olumsuzluklara da değinmeden edemeyeceğim.

AKP döneminde, çalışma yaşamı da neoliberal politikalar doğrultusunda kadın ve emek karşıtı esnek, güvencesiz, parçalı istihdam biçimleriyle yeniden yapılandırıldı. Baskı ve örgütlülüğü parçalamaya dönük, başta KHK'larla işten atmalar olmak üzere yasal ve hukuki dayanağı olmayan uygulamalar arttı. Tüm bu politikalar işyerlerinde daha fazla eşitsizlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik, mobing ve şiddet olarak karşımıza çıkıyor.

Başta kadınlar olmak üzere, çalışma yaşamı ve koşulları emekçiler açısından şiddetin kendisi haline gelmiş, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik sistemimiz çökmüş durumdadır”

 

“NE YAPMALI”

“Peki ne yapmalı” diye soran Ağbulut Çölaşan, “Kadına yönelik her türlü şiddete, kadın cinayetlerine, savaşa, ekonomik krize, cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, sömürüye, otoriterliğe karşı örgütlenmek ve mücadele etmek gerekmektedir. İşte bu amaçla ve bunun için Kadın Kolu Başkanlığına aday olmaya karar verdim” dedi.

 

“KİMİN ADAYIYIM”

Bir kişinin ya da bir grubun adayı olmadığını söyleyerek, aday olmaya özgür iradesiyle ve sıraladığı gerekçelerle karar verdiğini belirten Özgür Ağbulut Çölaşan, “Kadınım, kadın kolu başkanlığına adayım. Beni desteklesin ya da desteklemesin, doğal olarak bütün kadınların adayıyım. Bir çocuğum var ve onun geleceğinden duyduğum endişelerden dolayı adayım” ifadeleriyle, öncelikle kendilerini sonra da birbirini tanıyarak işe başlamaları gerektiğini düşündüğünü belirtti.

 

“BEN KİMİM”

Konuşmasına kendisini tanıtarak devam eden Ağbulut Çölaşan, “Sünni’yim, Aleviyim, Türküm, Lazım, Kürdüm, Arabım, Ermeniyim, Çerkezim. Bunlar dinsel inançlara ve kökenlere dayalı kimlik tanımları olup, her insanın en doğal kimlik hakkıdır. Ancak bu kimlikler bugün mevcut sistem tarafından ayrıştırıcı ve bölücü unsurlar olarak kullanılmaktadır. O zaman biz ortak sorunlarımıza çözüm için kendimizi tek kimlikte tanımlamalıyız. Önce insanız, sonra kadınız. Gerçekçi olan da hepimiz için ortak olan bu tanımlamayı içtenlikle kabul ettikten sonra yola çıkmaktır” dedi.

Tüm bunların yanında bir de siyasi kimliklerinin olduğunu belirten Ağbulut Çölaşan, Cumhuriyeti kuran, kadına seçme ve seçilme hakkını tanıyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisinin üyeleri olduklarını ve bu nedenle öncü olup, ellerini taşın altına koymaları gerektiğini belirtti. Siyasi yaşamlarını, öngöremediklerini ve yanlışlarını da sorgulamak ve konuşmak zorunda olduklarını belirterek, eleştiri ve özeleştiri kültürlerini geliştirmek ve hayata geçirmek zorunda olduklarını söyledi.

 

SÜREKLİ VE KALICI OLMANIN YOLU, TAVANIN ORTAK İRADESİNDEN GEÇER

Feodal veya kişisel ilişkilerden dolayı değil, ülkenin içinde bulunduğu bunalım döneminden çıkabilmek, ortak hedefe varabilmek amacıyla örgütlenmek için omuz omuza olmak, birlikte olmak zorunlulukları olduğunu belirten Özgül Ağbulut Çölaşan, “Birliktelik ancak tabanın ortak iradesi ile sürekli ve kalıcı olabilir. Tavanın iradesi ile gerçekleşen birlikteliğin sürekliliği ve kalıcı olması mümkün değildir” dedi.

 

PROJE BAŞLIKLARINI SIRALADI, KONGRE DE AÇIKLAYACAĞIM DEDİ

Örgüt iradesi görev verirse, çalışma ve proje uygulamalarını tüm kadın arkadaşlarıyla birlikte yapacağını söyleyerek devam eden Ağbulut Çölaşan, başlıklar halinde sıraladığı projelerini kongrede açıklayacağını söyledi.

Özellikle anne baba ve çocuk ilişkisi, kadınların iş yaşamı gibi konularda uzmanlarla çalışacaklarını, eğitim, kültür ve sanat konularında çalışmalar yapacaklarını, evrensel kadın hakları konusunda uzmanlaşacaklarını ve kadın kollarının çalışmalarını sadece yönetim ile sınırlı tutmayıp, sendika, STK ve kadın örgütleriyle birlikte çalışıp, her üyenin katılacağı, sürekliliği olan üretim atölyesi işlevine dönüştüreceklerini söyledi.

Devamlılığı ve disiplini ilke edinerek birlikte çalışmak ve başarmak için aday olduğunu söyleyen Özgül Ağbulut Çölaşan, “Dile getirdiklerim umutlarım, hayallerimdir. Bunların hepsini, hatta daha fazlasını sizlerin de umut ettiğinizi biliyorum. Bunun için yola çıktım. Sizlerle birlikte bunları gerçekleştireceğime inandım. Yalnız değiliz. Biz cinsiyet ayrımcılığı yapmayacağız. Kadınlara karşı yapılan baskılara, haksızlıklara ve eşitsizliklere karşı bizlerle birlikte omuz omuza mücadele eden erkeklerde var. Biz umutlarımızı onlarla da paylaşıp birlikte başaracağız” dedi.

Konuşmasını sonlandırırken; ailesinin kendisine verdiği ‘Özgür’ ismine hiç ihanet etmediğini, etmeyeceğini, hep özgür bir insan ve özgür bir kadın olarak kalacağını söyleyen Ağbulut Çölaşan, “Evde, sokakta, işyerinde, siyasette, yaşamın her alanında cinsiyetçi dile HAYIR, kadınlar ezen dişlinin çarklarını kıracak çakıl taşlarıdır diyoruz” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

 

ÖZGÜL AĞBULUT ÇÖLAŞAN KİMDİR?

1978 İstanbul doğumlu olan Özgür Ağbulut Çölaşan, evli ve Ata Toprak adında bir çocuk annesi.

Uludağ Üniversitesi İthalat İhracat, Anadolu Üniversitesi İktisat ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu olarak Gümrük Müşaviri olan Ağbulut Çölaşan, özel bir şirkette yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri olarak meslek hayatımı sürdürmekte.

CHP kökenli bir ailenin ferdi olarak 2006 yılından beri Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olan Özgür Ağbulut Çölaşan, 2009-2011 yılları arasında İlçe Kadın Kolu Başkanlığı, 2015-2018 yılları arasında İlçe Bilişim Sorumlusu, 2018 - 2019 yılları arasında da İlçe Başkan Vekili ve Bilişim Sorumlusu olarak parti görevlerinde bulunan Özgür Ağbulut Çölaşan, birçok demokratik ve sivil toplum örgütünde de çeşitli görevlerde aktif görev aldı.

Selvi SARITAÇ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.