Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE BAKIRKÖY.

BAKIRKÖY 05.06.2020 - 13:12, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE BAKIRKÖY.

1995 yılı 5 Mayıs’ta Çevre Dostları Derneğimizi kurduğumuz zaman, çevre ve Bakırköy adına çok umutlu ve coşkuyla doluyduk… Kısa zamanda güzel Bakırköyümüzü daha da güzelleştirecek bir eylem planı ve çeşitli stratejiler hazırladık. ....
Bakırköyümüz, 25 km eşsiz güzellikteki sahilleriyle, otelleriyle, kongre merkezleriyle, Kültür Merkezleri ve Müzelerle donatılmış pırıl pırıl bir sahil kenti, yemyeşil bir Turizm Merkezi olmalıydı. Önce altyapı deyip, ilçemizin içinden geçen Ayamama ve Siyavuşpaşa derelerinin ıslahı için Büyük Şehir belediyesinin kapısını aşındırmaya başladık. O takip sürekli devam ederken,1996 Haziran meclisinde Ataköy Ayamama vadisindeki 800 dönüm alanı imar planlarında resmen Yeşil alan’a işlettik. Orman fakültelerini’de yanımıza alıp bu alana büyük bir ulusal Park yapmak üzere fidan dikmeye başladık… Bulduğumuz her boş ve müsait alanı fidanla ve Yeşille donattık… Florya Atatürk Ormanı içine 150 tane, Hava Harp okulu içine 2000 tane, Havacılık müzesi arkasına 450 tane Florya cami önüne 150 tane, Osmaniye Fil Damı parkına 60 tane, Akıl Hastanesi Bahçesine 200 tane, Ayamama vadisinde 500 dönümün tamamına, Ataköy 7-8 sırtlarına 200 tane, Ataköy ve Bakırköy’ün çeşitli 15 bölgesini fidanlarla ve yeşille donattık…. Bu coşkuyu ve şenlikleri gören tüm sivil kuruluşlar dönemin belediyesinin de birleştirici politikasıyla 1996 yılında 15 kuruluşla birlikte 17 Ocak 1996 tarihinde kurduğumuz Sivil toplum Kuruluşları Platformu önce 45 kuruluşa, daha sonra da 120 kuruluşa ulaştı ve Bakırköy birlikte düşünen, birlikte gülüp, birlikte ağlayan, birlikte çalışan koskoca bir aileye dönüştü. Bu inançlı ve güçlü birliktelikle “Ayamama Vadisi satılamaz” etkiliklerini yürütüp dönemin hükümetinin burasını Fransızlara satışını durdurduk. 1998 yılında Florya Atatürk Ormanının imara açılmasını önleyip 2 yıl yoğun hukuk mücadelesi verdik. Yine tüm Bakırköylüler olarak Yenimahalle fidanlığımızı koruduk ve imara açılmasını durdurduk…. 1999 depreminin acılarını ve yardımlaşmalarını birlikte paylaştık… Muazzam bir depreme karşı alınacak önlemler ve tedbir çalışmaları planlayıp yaptık. Tüm depremde sığınılacak alanları ve helikopter pistlerinin tespitini yaptırdık…. Ancak 2004 yılında yapılan yerel seçimlerle birlikte bir afat başladı bu güzel ve güçlü ailenin içine (Adeta züccaciye dükkânına dalan bir fil gibi) daldı CHP'li Belediye Başkanı Erzen. Önce partisinin içini bölüp parçaladı, sonrada sivil toplum kuruluşlarına yönelip ilkten lions’lara çengel atarak bu STK birliğini’de bölüp, parçalayıp, kimisine yer verdi, kimisine meclis üyeliği verdi, kimisine de bazı imkânlar vererek kendisine uygun bir ortam hazırladı…. Daha altı ayı dolmadan Bakırköy’de huzursuzluk bölünmeler, kavgalar başladı. İlk kavga Mecliste patladı. Şu anda Fetöcü olarak yargılandığı söylenen başkan yardımcısı, okullarda dağıtılmak üzere Fetöcü bir yazarın kitabını alıp okullara belediye poşetleri içinde dağıttırınca kıyametler koptu. STK'lar derhal Meclise giderek durumu protesto ederken, Çevre dostlarının üyesi olan iki meclis üyesi Rıza Zelyut ve Bülent Düşko’da bu yanlışa müthiş tepkiler gösterdiler. BÖL PARÇALA YÖNET’LERİN ALTINDA RANT ELDE ETME NİYETİ Mİ VARDI.? Bu sefer Meclisi böl parçala yönet oyunları başladı, iktidarla işbirliği halinde bir bir yeşil alanlarımızı ( A Plus’un yeri ) fütursuzca imara açmaya başlarken o dönemin imar komisyonu Başkanı Yurdanur Kırıcı’yı, Rıza Zelyut’u, Bülent Düşko bir iki meclis üyesini de dışladılar. İmar komisyon Başkanı olarak Yurdanur Kırıcı mecliste 45 dakika böyle gayrıyasal ve ilçe aleyhine plan yapılamayacağını anlattıkça AK Parti ve CHP'li meclis üyeleri ona gülüp alay ediyorlardı ve birlikte el kaldırarak yeşil ve eğitim alanını imara açtılar. Emek zahmet yapılan o güzelim yeşil alanlar, depremde sığınacağımız açık alanlar, Okul alanları, Spor alanları bir bir talan edilip imara açılıyordu. Bu çetin rant kavgasında 4,5 meclis üyesi ve 15-20 tane Sivil toplum kuruluşu dik durup sonuna kadar mücadele etti. Son döneminde STK'lar Ataköy sahilindeki yapılaşmaya karşı direnirkende Ateş Ünal Erzen onlarla anlaşarak oraya da ruhsat vererek bir kere daha darbe vurdu Bakırköy’e.( Sahildeki Sea Pearl inşaatlarına’da karşı dava kazanmamıza rağmen şimdiki Belediye Başkanı Ruhsat vermiş ve dava etme hakkını kullanmamıştır. Dava kazanan sivil toplum kuruluşlarına da ihanet etmiştir.)  O dönemin Yerel basını (yaşam gazetesi) bu olayı: “ BAKIRKÖYDE AKP ve CHP nin RANT KARDEŞLİĞİ” başlığıyla verdi. Son dönemlerde Bakırköylü bu hızlı betonlaşma ve yolsuzluk iddialarından yaka silkmeye ve STK Platform’da yolsuzluk iddialarıyla dolu dosyayı Kılıçdaroğlu'nun önüne koyunca, Erzen aday yapılmamıştır. GELEN GİDENİ ARATIR DEMİŞ ATALARIMIZ. Yeni Başkan ilk geldiğinde sürekli “ Ben Belediyecilikle ilgili hiçbir şey bilmiyorum, elime bir broşürler tutuşturdular aday yaptılar ben ne yapacağım” diye çırpınıyordu. Kendisine 1,5 yıl öğrenme, çalışma ve performans yükseltme için süre verdik ama çalışmalarını’da denetlemeye devam ettik. Kısa zamanda Belediyemiz adeta dışarıdan getirilen kadrolar ve çalışanlarla işgal altında kaldı. Zaten 250 milyon olan borç katlana katlana devam ederken Bakırköylü kendi belediyisine yabancı hale geldi, anlaşılmayan para toplamalar, anlaşılmayan ilişkiler, kumar masasında resimleri, çaycı ve gazeteci dövme skandallarıyla güzel ilçemiz hiç hizmet alamadığı gibi adeta bir Mafyavari usullerle yönetilen koskoca bir KÖY haline dönüştü. SONUÇTA: Güzel Bakırköy’ümüz 69 katrilyonluk mal ve mülklerini, çok kıymetli ve 5 katlı bir Kültür merkezini, tüm arazilerini, 12 tane Yeşil alanını, 4 tane depremde sığınılacak açık alanını, en önemlisi’de huzurunu kaybederken, 550 milyon’da borca batırılmıştır. Bakırköy halkı’da variyetinin yarısın kaybedip fakirleşmiş bir tek yiyecek sektörü ayakta kalabilmiştir. Şimdi ise nasıl olsa Bakırköy’de rantlar yüksek toprakları kıymetli, halkı’da CHP Belediyesine ses çıkarmıyor diye Atatürk hava limanımızın dev arazisini, Ataköydeki çarşılarımızı, Yeşilyurt hava Harp Okulunu ve askeri alanları pazarlık masasına yatırdılar. Tüm bunları genelde Toki ve siyasi erkle yapan her iki partinin dışındaki partiler ise hep yaptıkları gibi sadece bu betonlaşmayı ve talanı seyrettiler, (Bunlar zaten seçimden seçime ortaya çıkıp atar tutarlar, sonuçta seçimi kazananın kolunda mutlu mesut gezerler halka’da oy vermeseydiniz ne yapalım derler.!!) Bakırköy’ün ve Bakırköylünün kayıpları için fazla mücadele verip yormazlar kendilerini. Bari bu yok oluşumuzun eşiğinde muhalefet yapsalar yine razıyız. Sadece tabelası olan göstermelik ve Belediyeden beklentileri olan dernekler yönetimi arkadan eleştirseler bile başkanın karşısında gayet riyakâr dururlar ve çapları mücadele etmeye yetmez. Bunlara zaten sivil toplum bile denmez. Bakırköy’de bu gün artık Yemyeşil bir sahil havası yok, daha Zeytinburnu çıkışından Bakırköy’e gelirken Sümerbank arazisine yapılan dev siluetlerle başlayan beton kuleler, halka kapatılan Ataköy sahilindeki Betondan duvarlar, Yeşil alanlara ve deprem alanlarımıza yapılan 9 tane AVM, daracık ve bozuk yollar ve çıkmış parke taşlarıyla dolu sokaklar, yoğun bir trafik, pahalılıktan kıvranan mutsuz ve dağılmış bir Bakırköy halkı, Belediyeden yaka silken ama konuşamayan bir esnaf yani mutsuzluk, grilik ve sakillik var.  Bakırköy'e de yazık emeklerimize de... Biz çevrecilerle, Bakırköy sivil toplum Kuruluşları Platformu her şeye rağmen hep dik durup doğruları söyledik ve yazdık, mücadeleden hiç vazgeçmedik ve hiç kimseden korkmadık  Mücadeleyi 24 yıldır hiç bırakmayıp, hiçbir partinin ve hiçbir kişinin peşine takılıp eyyamcılığını yapmadık, bir çok ayartma ve rant teklifleri yapıldı ama bir lokma harama dönüp’te bakmadık bile. Siyasi erki ele geçirenlerin partisinin adı ve kullandığı değer ne olursa olsun Betonlaşmada, çevre tahribatında ve rant paylaşmada hep ortak davranıldığına bizzat yaşayarak şahit olduk. Bunların hiç birisine ve haksızlıkları yolsuzlukları seyredenlere HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ. En büyük üzüntümüz hayallerimizdeki yemyeşil, çağdaş ve ferah, Medeni ve Demokratik bir Bakırköy'ü yakalayamamak, böyle bir Bakırköy’de 5 Haziran dünya çevre Günü etkinlikleri yapamamak ve torunu olmaktan gurur duyduğumuz yüce Atatürk’ün partisinin düşürüldüğü bu acıklı durumdur. Dürüst ve aklı başında Bakırköylüler bu tabloyu yeniden iyice düşünüp kayıplarını ve yaşadığımız bu kötü ortamı kabullenmeyerek Atatürk’ün partisini de, Güzel Bakırköyümüz’ü’de bu açmazdan kurtarmak için seçtiklerinin söylediklerine değil yaptıklarına, bu yapılanın halka ne kazandırdığına ve kamu malları üzerinden zengin olup olmadıklarına baksınlar. Tüm dürüst Bakırköylüleri ve aklını başına almış tüm siyasileri “Yeter Artık Bakırköy’den ellerinizi çekin demeye” ve Sivil toplum Kuruluşlarıyla iş ve güç birliğine çağırıyorum. “YEŞİL VE SEVGİ DOLU, BARIŞ DOLU BİR BAKIRKÖY İÇİN TÜM DÜRÜST BAKIRKÖYLÜLERİ SİVİL TOPLUMDA BİRLEŞMEYE DAVET EDİYORUM.” Ülker DURUKAN Çevre Dostları Derneği Başkanı Bakırköy Sivil toplum Kuruluşları Onursal Başkanı.
1995 yılı 5 Mayıs’ta Çevre Dostları Derneğimizi kurduğumuz zaman, çevre ve Bakırköy adına çok umutlu ve coşkuyla doluyduk… Kısa zamanda güzel Bakırköyümüzü daha da güzelleştirecek bir eylem planı ve çeşitli stratejiler hazırladık. ....

Bakırköyümüz, 25 km eşsiz güzellikteki sahilleriyle, otelleriyle, kongre merkezleriyle, Kültür Merkezleri ve Müzelerle donatılmış pırıl pırıl bir sahil kenti, yemyeşil bir Turizm Merkezi olmalıydı.
Önce altyapı deyip, ilçemizin içinden geçen Ayamama ve Siyavuşpaşa derelerinin ıslahı için Büyük Şehir belediyesinin kapısını aşındırmaya başladık.
O takip sürekli devam ederken,1996 Haziran meclisinde Ataköy Ayamama vadisindeki 800 dönüm alanı imar planlarında resmen Yeşil alan’a işlettik.
Orman fakültelerini’de yanımıza alıp bu alana büyük bir ulusal Park yapmak üzere fidan dikmeye başladık…
Bulduğumuz her boş ve müsait alanı fidanla ve Yeşille donattık…
Florya Atatürk Ormanı içine 150 tane, Hava Harp okulu içine 2000 tane, Havacılık müzesi arkasına 450 tane Florya cami önüne 150 tane, Osmaniye Fil Damı parkına 60 tane, Akıl Hastanesi Bahçesine 200 tane, Ayamama vadisinde 500 dönümün tamamına, Ataköy 7-8 sırtlarına 200 tane, Ataköy ve Bakırköy’ün çeşitli 15 bölgesini fidanlarla ve yeşille donattık….
Bu coşkuyu ve şenlikleri gören tüm sivil kuruluşlar dönemin belediyesinin de birleştirici politikasıyla 1996 yılında 15 kuruluşla birlikte 17 Ocak 1996 tarihinde kurduğumuz Sivil toplum Kuruluşları Platformu önce 45 kuruluşa, daha sonra da 120 kuruluşa ulaştı ve Bakırköy birlikte düşünen, birlikte gülüp, birlikte ağlayan, birlikte çalışan koskoca bir aileye dönüştü.
Bu inançlı ve güçlü birliktelikle “Ayamama Vadisi satılamaz” etkiliklerini yürütüp dönemin hükümetinin burasını Fransızlara satışını durdurduk.
1998 yılında Florya Atatürk Ormanının imara açılmasını önleyip 2 yıl yoğun hukuk mücadelesi verdik.
Yine tüm Bakırköylüler olarak Yenimahalle fidanlığımızı koruduk ve imara açılmasını durdurduk….
1999 depreminin acılarını ve yardımlaşmalarını birlikte paylaştık…
Muazzam bir depreme karşı alınacak önlemler ve tedbir çalışmaları planlayıp yaptık. Tüm depremde sığınılacak alanları ve helikopter pistlerinin tespitini yaptırdık….
Ancak 2004 yılında yapılan yerel seçimlerle birlikte bir afat başladı bu güzel ve güçlü ailenin içine (Adeta züccaciye dükkânına dalan bir fil gibi) daldı CHP'li Belediye Başkanı Erzen.
Önce partisinin içini bölüp parçaladı, sonrada sivil toplum kuruluşlarına yönelip ilkten lions’lara çengel atarak bu STK birliğini’de bölüp, parçalayıp, kimisine yer verdi, kimisine meclis üyeliği verdi, kimisine de bazı imkânlar vererek kendisine uygun bir ortam hazırladı….
Daha altı ayı dolmadan Bakırköy’de huzursuzluk bölünmeler, kavgalar başladı. İlk kavga Mecliste patladı. Şu anda Fetöcü olarak yargılandığı söylenen başkan yardımcısı, okullarda dağıtılmak üzere Fetöcü bir yazarın kitabını alıp okullara belediye poşetleri içinde dağıttırınca kıyametler koptu.
STK'lar derhal Meclise giderek durumu protesto ederken, Çevre dostlarının üyesi olan iki meclis üyesi Rıza Zelyut ve Bülent Düşko’da bu yanlışa müthiş tepkiler gösterdiler.
BÖL PARÇALA YÖNET’LERİN ALTINDA RANT ELDE ETME NİYETİ Mİ VARDI.?
Bu sefer Meclisi böl parçala yönet oyunları başladı, iktidarla işbirliği halinde bir bir yeşil alanlarımızı ( A Plus’un yeri ) fütursuzca imara açmaya başlarken o dönemin imar komisyonu Başkanı Yurdanur Kırıcı’yı, Rıza Zelyut’u, Bülent Düşko bir iki meclis üyesini de dışladılar. İmar komisyon Başkanı olarak Yurdanur Kırıcı mecliste 45 dakika böyle gayrıyasal ve ilçe aleyhine plan yapılamayacağını anlattıkça AK Parti ve CHP'li meclis üyeleri ona gülüp alay ediyorlardı ve birlikte el kaldırarak yeşil ve eğitim alanını imara açtılar.
Emek zahmet yapılan o güzelim yeşil alanlar, depremde sığınacağımız açık alanlar, Okul alanları, Spor alanları bir bir talan edilip imara açılıyordu.
Bu çetin rant kavgasında 4,5 meclis üyesi ve 15-20 tane Sivil toplum kuruluşu dik durup sonuna kadar mücadele etti.
Son döneminde STK'lar Ataköy sahilindeki yapılaşmaya karşı direnirkende Ateş Ünal Erzen onlarla anlaşarak oraya da ruhsat vererek bir kere daha darbe vurdu Bakırköy’e.( Sahildeki Sea Pearl inşaatlarına’da karşı dava kazanmamıza rağmen şimdiki Belediye Başkanı Ruhsat vermiş ve dava etme hakkını kullanmamıştır. Dava kazanan sivil toplum kuruluşlarına da ihanet etmiştir.)  O dönemin Yerel basını (yaşam gazetesi) bu olayı:
“ BAKIRKÖYDE AKP ve CHP nin RANT KARDEŞLİĞİ” başlığıyla verdi.
Son dönemlerde Bakırköylü bu hızlı betonlaşma ve yolsuzluk iddialarından yaka silkmeye ve STK Platform’da yolsuzluk iddialarıyla dolu dosyayı Kılıçdaroğlu'nun önüne koyunca, Erzen aday yapılmamıştır.
GELEN GİDENİ ARATIR DEMİŞ ATALARIMIZ.
Yeni Başkan ilk geldiğinde sürekli “ Ben Belediyecilikle ilgili hiçbir şey bilmiyorum, elime bir broşürler tutuşturdular aday yaptılar ben ne yapacağım” diye çırpınıyordu.
Kendisine 1,5 yıl öğrenme, çalışma ve performans yükseltme için süre verdik ama çalışmalarını’da denetlemeye devam ettik.
Kısa zamanda Belediyemiz adeta dışarıdan getirilen kadrolar ve çalışanlarla işgal altında kaldı. Zaten 250 milyon olan borç katlana katlana devam ederken Bakırköylü kendi belediyisine yabancı hale geldi, anlaşılmayan para toplamalar, anlaşılmayan ilişkiler, kumar masasında resimleri, çaycı ve gazeteci dövme skandallarıyla güzel ilçemiz hiç hizmet alamadığı gibi adeta bir Mafyavari usullerle yönetilen koskoca bir KÖY haline dönüştü.
SONUÇTA: Güzel Bakırköy’ümüz 69 katrilyonluk mal ve mülklerini, çok kıymetli ve 5 katlı bir Kültür merkezini, tüm arazilerini, 12 tane Yeşil alanını, 4 tane depremde sığınılacak açık alanını, en önemlisi’de huzurunu kaybederken, 550 milyon’da borca batırılmıştır. Bakırköy halkı’da variyetinin yarısın kaybedip fakirleşmiş bir tek yiyecek sektörü ayakta kalabilmiştir.
Şimdi ise nasıl olsa Bakırköy’de rantlar yüksek toprakları kıymetli, halkı’da CHP Belediyesine ses çıkarmıyor diye Atatürk hava limanımızın dev arazisini, Ataköydeki çarşılarımızı, Yeşilyurt hava Harp Okulunu ve askeri alanları pazarlık masasına yatırdılar.
Tüm bunları genelde Toki ve siyasi erkle yapan her iki partinin dışındaki partiler ise hep yaptıkları gibi sadece bu betonlaşmayı ve talanı seyrettiler, (Bunlar zaten seçimden seçime ortaya çıkıp atar tutarlar, sonuçta seçimi kazananın kolunda mutlu mesut gezerler halka’da oy vermeseydiniz ne yapalım derler.!!) Bakırköy’ün ve Bakırköylünün kayıpları için fazla mücadele verip yormazlar kendilerini. Bari bu yok oluşumuzun eşiğinde muhalefet yapsalar yine razıyız.
Sadece tabelası olan göstermelik ve Belediyeden beklentileri olan dernekler yönetimi arkadan eleştirseler bile başkanın karşısında gayet riyakâr dururlar ve çapları mücadele etmeye yetmez. Bunlara zaten sivil toplum bile denmez.
Bakırköy’de bu gün artık Yemyeşil bir sahil havası yok, daha Zeytinburnu çıkışından Bakırköy’e gelirken Sümerbank arazisine yapılan dev siluetlerle başlayan beton kuleler, halka kapatılan Ataköy sahilindeki Betondan duvarlar, Yeşil alanlara ve deprem alanlarımıza yapılan 9 tane AVM, daracık ve bozuk yollar ve çıkmış parke taşlarıyla dolu sokaklar, yoğun bir trafik, pahalılıktan kıvranan mutsuz ve dağılmış bir Bakırköy halkı, Belediyeden yaka silken ama konuşamayan bir esnaf yani mutsuzluk, grilik ve sakillik var.
 Bakırköy'e de yazık emeklerimize de... Biz çevrecilerle, Bakırköy sivil toplum Kuruluşları Platformu her şeye rağmen hep dik durup doğruları söyledik ve yazdık, mücadeleden hiç vazgeçmedik ve hiç kimseden korkmadık
 Mücadeleyi 24 yıldır hiç bırakmayıp, hiçbir partinin ve hiçbir kişinin peşine takılıp eyyamcılığını yapmadık, bir çok ayartma ve rant teklifleri yapıldı ama bir lokma harama dönüp’te bakmadık bile.
Siyasi erki ele geçirenlerin partisinin adı ve kullandığı değer ne olursa olsun Betonlaşmada, çevre tahribatında ve rant paylaşmada hep ortak davranıldığına bizzat yaşayarak şahit olduk. Bunların hiç birisine ve haksızlıkları yolsuzlukları seyredenlere HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ.
En büyük üzüntümüz hayallerimizdeki yemyeşil, çağdaş ve ferah, Medeni ve Demokratik bir Bakırköy'ü yakalayamamak, böyle bir Bakırköy’de 5 Haziran dünya çevre Günü etkinlikleri yapamamak ve torunu olmaktan gurur duyduğumuz yüce Atatürk’ün partisinin düşürüldüğü bu acıklı durumdur.
Dürüst ve aklı başında Bakırköylüler bu tabloyu yeniden iyice düşünüp kayıplarını ve yaşadığımız bu kötü ortamı kabullenmeyerek Atatürk’ün partisini de, Güzel Bakırköyümüz’ü’de bu açmazdan kurtarmak için seçtiklerinin söylediklerine değil yaptıklarına, bu yapılanın halka ne kazandırdığına ve kamu malları üzerinden zengin olup olmadıklarına baksınlar.
Tüm dürüst Bakırköylüleri ve aklını başına almış tüm siyasileri “Yeter Artık Bakırköy’den ellerinizi çekin demeye” ve Sivil toplum Kuruluşlarıyla iş ve güç birliğine çağırıyorum.
“YEŞİL VE SEVGİ DOLU, BARIŞ DOLU BİR BAKIRKÖY İÇİN TÜM DÜRÜST BAKIRKÖYLÜLERİ SİVİL TOPLUMDA BİRLEŞMEYE DAVET EDİYORUM.”

Ülker DURUKAN
Çevre Dostları Derneği Başkanı
Bakırköy Sivil toplum Kuruluşları Onursal Başkanı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.