Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

KÜRESEL KAPİTALİZMİN SONU/PREKARYA

GÜNDEM 31.01.2021 - 12:41, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

KÜRESEL KAPİTALİZMİN SONU/PREKARYA

1980’lerden sonra küresel sistem, finans kapitale evrilerek yeni bir boyut kazandı. Bugünkü toplumsal ve küresel sorunların temelinde finans kapitalin daha çok kar ve rant elde etme çabasının acımasızlığı var. Thomas Piketty 2013 yılında yazdığı “21.Yüzyılda Kapital” kitabında sermaye(servet)-emek getirisinin tarihi arka planını inceleyerek, meydana gelen eşitsizliklerin ulusal ve küresel sosyo-ekonomik sorunlara dikkat çekmiştir. T. Piketty’e göre, ”genel oy hakkı zenginlerin siyasete hukuki egemenliğini önledi, ancak bir rantiyeler toplumunu(gurubunu) ortadan kaldıramadı. Gerçek demokrasi sadece piyasanın, parlamentonun ve diğer biçimsel demokratik kurumların varlığına değil, kendine özgün kurumların varlığına ihtiyaç duyar.” Nobel ödüllü ABD’li iktisatçı Stiglitz, “sistem”e eleştiri getirdiği bir çok kitabının yanında; 2012 yılında yazdığı “Eşitsizliğin Bedeli”nde “yüzde birlik kesimin devleti, yargıyı ve demokratik süreci ele geçirerek yüzde 99’un üzerinde egemenlik kurmuştur.” Demiştir. W.Pareto, bundan tam yüzyıl önce “hükümeti kendi çıkarları için araç olarak kullanan guruplar tarafından plütokrasiye dönüştürerek kolay inanan kitlelerin gözünü boyamak için demokrasinin “görüntüsünü” korumaya çalışırlar. Demagojik plütokratlar yeni zenginlik yaratmak yerine, mevcut zenginliği dağıtmakla, paylaşmakla uğraşırlar” Zygmunt Bauman, “Iskarta Hayatlar, Modernite ve Safraları”nda küresel finans kapitalin yıkıcı sonuçlarını çarpıcı şekilde ortaya koyar. ”İnsan atığı”nın yanında “Atık insan”ı sistemin yan kültürü olarak tarif eder. Kaybolan hayatlar, göçmenler, mülteciler, işsizler, yoksullar, yoksunlar, dışlanmışlar; kısaca “İskarta Hayatlar”. Guy Stunding, yerelden bölgesele, ulusaldan küresele bu gayr-ı memnun yoksun ve yoksul sisteme öfkeli kitleleri sosyolojik kavramsal çerçeveye yerleştirir, ”Yeni tehlikeli sınıfın adını koyar; PREKARYA”.!   Her ülkenin “atığı” kendi çöplüğüne. Bize öğretilen eski yanlışları, yeni bilgilerimizle, zihni bir çabayla “yönetsel kontrole” tabi tutmalıyız. Yeni bir sistem inşa etmek istiyorsak, bütünleşik, eşzamanlı reformların yanında; herkesi kucaklayan, kapsayıcı, müzakereci anlayışa gereksinim var!   Bugünkü yazımızı F. Nafız Çamlıbel’le noktalayalım:   Onlar ki yanan fecr idiler dağda, denizde Her manzara onlardan akistir içimizde.

1980’lerden sonra küresel sistem, finans kapitale evrilerek yeni bir boyut kazandı.

Bugünkü toplumsal ve küresel sorunların temelinde finans kapitalin daha çok kar ve rant elde etme çabasının acımasızlığı var.

Thomas Piketty 2013 yılında yazdığı “21.Yüzyılda Kapital” kitabında sermaye(servet)-emek getirisinin tarihi arka planını inceleyerek, meydana gelen eşitsizliklerin ulusal ve küresel sosyo-ekonomik sorunlara dikkat çekmiştir.

T. Piketty’e göre, ”genel oy hakkı zenginlerin siyasete hukuki egemenliğini önledi, ancak bir rantiyeler toplumunu(gurubunu) ortadan kaldıramadı. Gerçek demokrasi sadece piyasanın, parlamentonun ve diğer biçimsel demokratik kurumların varlığına değil, kendine özgün kurumların varlığına ihtiyaç duyar.”

Nobel ödüllü ABD’li iktisatçı Stiglitz, “sistem”e eleştiri getirdiği bir çok kitabının yanında; 2012 yılında yazdığı “Eşitsizliğin Bedeli”nde “yüzde birlik kesimin devleti, yargıyı ve demokratik süreci ele geçirerek yüzde 99’un üzerinde egemenlik kurmuştur.” Demiştir.

W.Pareto, bundan tam yüzyıl önce “hükümeti kendi çıkarları için araç olarak kullanan guruplar tarafından plütokrasiye dönüştürerek kolay inanan kitlelerin gözünü boyamak için demokrasinin “görüntüsünü” korumaya çalışırlar. Demagojik plütokratlar yeni zenginlik yaratmak yerine, mevcut zenginliği dağıtmakla, paylaşmakla uğraşırlar”

Zygmunt Bauman, “Iskarta Hayatlar, Modernite ve Safraları”nda küresel finans kapitalin yıkıcı sonuçlarını çarpıcı şekilde ortaya koyar. ”İnsan atığı”nın yanında “Atık insan”ı sistemin yan kültürü olarak tarif eder. Kaybolan hayatlar, göçmenler, mülteciler, işsizler, yoksullar, yoksunlar, dışlanmışlar; kısaca “İskarta Hayatlar”.

Guy Stunding, yerelden bölgesele, ulusaldan küresele bu gayr-ı memnun yoksun ve yoksul sisteme öfkeli kitleleri sosyolojik kavramsal çerçeveye yerleştirir, ”Yeni tehlikeli sınıfın adını koyar; PREKARYA”.!

 

Her ülkenin “atığı” kendi çöplüğüne.

Bize öğretilen eski yanlışları, yeni bilgilerimizle, zihni bir çabayla “yönetsel kontrole” tabi tutmalıyız.

Yeni bir sistem inşa etmek istiyorsak, bütünleşik, eşzamanlı reformların yanında; herkesi kucaklayan, kapsayıcı, müzakereci anlayışa gereksinim var!

 

Bugünkü yazımızı F. Nafız Çamlıbel’le noktalayalım:

 

Onlar ki yanan fecr idiler dağda, denizde

Her manzara onlardan akistir içimizde.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.