KARNI DOYAN DÜŞMANLIK YAPMASIN...

DUYDUK DUYMADIK DEMEYİNNNNN…   ‘’Belediyemiz ve belediyemizin yüzde yüz iştiraki olan BYUAŞ’ın ülkemizde yaşanan ekonomik koşullar ve pandemi şartları nedeniyle şu an için Pazar yeri inşaatına ayırabilecek bütçesi bulunmadığından ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun kesin talimatı doğrultusunda, Belediyemiz ile İstanbul Umum Pazarcılar Esnaf Odası arasında 06-09-2021 tarihinde protokol imzalanmıştır. Bu protokol doğrultusunda, Osmaniye Mahallesi 267 Ada 175 parsel ile 175 parselin ifrazından oluşacak alanlar üzerinde daimi Pazar Alanı-Otopark-Kafeteryalar-Oto Yıkama-Tuvaletler yapılarak pazarcılar odasının işletmesine verilecektir. Pazar yerinin inşası, Çırpıcı Cumartesi ve Zuhuratbaba Salı pazarının mevcut esnafı ve bu Pazar yerinde yer tahsis talebinde bulunan diğer pazarcı esnafının katkılarıyla yapılacaktır. Alınan bu karara belediye meclisinde karşı çıkanlar sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na da karşı çıkmış sayılacaklar ve hain ilan edileceklerdir.’’ Diye duyuru yapılmış(!) ve bugün laf olsun diye yapılan meclis oylamasıyla, Bakırköy belediyesi cumartesi pazarını hakkında büyük şaibelere rağmen Mesut Şengün’e teslim etmiştir. AK Partili meclis üyeleri yapılan oylamada çekimser kalarak, her zaman olduğu gibi yine topu taca atmışlardır. Hukukun üstünlüğüne inanan bizler, bu kararın mahkemeden geri döneceğini çok iyi biliyoruz ama karara evet diyen meclis üyeleriyle ilgili maalesef bilemediğimiz şeyler:   Bizler, onların kudretinin damarlarındaki asil kanlarında olduğunu zannediyorduk, nereden bilirdik damar cerrahı Opr. Dr. Kerimoğlu’nun CHP’li 17 meclis üyesinin damarlarını çoktan alıp mankurtlaştırdığını… Bizler, hukuk komisyonunda doğru söyleyenlerin meclis oylamasında da dik duracaklarını zannediyorduk, nereden bilirdik, ‘Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar’’  şarkısının aslında gerçek olduğunu… Bizler, 17 meclis üyesinin ATATÜRK’ün kurduğu CHP’nin altı Oku’na ebediyen sahip çıkacaklarını zannediyorduk, nereden bilirdik hepsinin gizli kimyager olup okları şeye çevireceklerini… Bizler, Cumhuriyet Halk Partisinin en azından Bakırköy’de fabrika ayarlarına döneceğini zannediyorduk, nereden bilirdik fabrikanın çoktan yıkılıp yerine 4 maymun heykelinin dikildiğini. Neyse, bakmayın siz benim yüreğimden dökülen kızgın kelimelerime… Pazar alanının kimseye verilmeyeceğine dair benimki sadece bir umuttu. Karanlık yolun sonunda doğacak güneşin beklentisi içindeydim. Yani bir anlık hayale daldım, boşa çektiğim kürekti benimki, akıntının büyüklüğünü gördüğüm halde…  ve Michel de Montaigne’nin, ‘’ Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun’’ sözüne inattı.   Oysa bende, SeyİT Rıza güzellemelerini, Sabiha Gökçen düşmanlığını, Sakine Cansız’a ağıtları, CHP vakıf olsun diyen 10 Hazirancıların genel başkan yardımcısı yapılmalarını, Atatürk demekten imtina edenleri, YPG terör örgütü değildir diyenleri, ermeni soykırımı yapılmıştır diyenleri, HDP ile açık-gizli ittifakları, yetmez ama evetçilerin vekil oluşlarını, ısrarla dersim demelerini-yazmalarını, FETOŞ’a şirin görünme çabalarını vs. vs. vs. görüyordum-okuyordum-dinliyordum… Aynı şeyi tekrar tekrar yapanlardan farklı bir şeyler beklemenin aptallık olduğunu da biliyordum. Günün sonunda meclis toplantısına katılan o güzel insanlar(!) o güzel audi’lerine-mersedes’lerine binip gittiler Not: İstediklerini gerek belediyeyi yumurta yağmuruna tutarak, gerekse siyasiler üzerinde baskı kurarak elde eden İstanbul Umum Pazarcılar Odası Başkanı bence bugün büyük bir zafer elde etmiştir. İnşallah Pazarcı arkadaşlar onun bu başarısını takdir ederler.   Şimdi eve gidip Cennet mekân Aziz Nesin’in Zübük kitabını okuyacağım. Nesin, o kitabın sonunda, “Zübüklük içimizde. Yoksa, bu ülkede zübükler büyüyemezdi. Zübükleri, biz kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra da, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük'te birleştiğini görünce, ona kızıyoruz. İçimizdeki zübüklüklerden gerçekten kurtulmadan, Zübüklerden kurtulmamız mümkün değil.” Diye neden demişti, araştırıp sizlerle paylaşacağım.