ADALAR’DA ORTAKLAR ÇATIŞTI...

Son günlerde ulusal basına da yansıyan ve www.adagazetesi.com’un ayrıntılarıyla haberleştirdiği Burgazadası’nda yapılan inşaat, CHP ile İYİ Partiyi birbirine düşürdü. Kavgaya geçmeden, yaşanan son olay neydi önce onu hatırlatalım. Burgazadası’nda 6 numara olarak bilinen ve İndos’a paralel uzanan kıyı şeridi, Adalar Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Haluk Derman tarafından tarumar edildi. 2019 yılında kaymakamlığın dikkati sayesinde müdahale edilip mühürlenen, sözde tadilat ve güçlendirme adı altında yeniden yapılan inşaattan çıkan inşaat atıkları ve molozlar sahile dökülerek, kayalar parçalanarak resmen doğa katliamı yaşandı. Duruma tepki göstererek CHP’yi İLKESİZLİKLE suçlayan Adalar İYİ Parti İlçe Başkanı Ayşe Şakir, ‘’ANAP’tan AKP’ye oradan İYİ Parti üzerinden meclise seçilen(Allahtan bize geri dönmeyen) CHP’li belediye meclis üyesi Haluk Derman, eski ilçe başkanımız Atalay bey’in önerisiyle meclis üyesi oldu. CHP’nin de ilkelerle pek alakası olmadığı için şimdi onlarla mesut-mutlu devam ediyor’’ dedi. CHP Adalar İlçe Başkanı Ercan Akpolat ise, daha önce ticaret yapılamaz dediği binanın giriş katında Maltepe Belediye Meclis Üyesi olan kendi öz ablasının, hiçbir kira akti olmadan işgalci pozisyonu ile yıllardır hediyelik eşya dükkanı işletip, dükkanının önünde de işporta tezgahı açmasını unutarak, İYİ Parti İlçe başkanına verdiği cevap, klasik CHP tangosuydu. Akpolat yaptığı açıklamada, ‘’CHP gibi tarihi kökleri olan, demokrasiye inanan kurucu bir Partiye bu şekilde itham edilmesi haddini aşan çirkin bir söylemdir. Unutmayalım ki CHP sadece kendi ideolojisini değil, iktidarın baskısına maruz kalmış, mecliste temsiliyet yetkisi olmayan bir "oluşumu” bile, sırf demokrasiye inandığı için meclise taşımış bu oluşumun partilileşmesine önayak olmuştur.’’ dedi. Akpolat’ın bu açıklamasını okuduğumda, aklıma Ömer Seyfettin’in DİYET öyküsü geldi. Hem Adalar Belediye Başkanlığı, hemde İBB seçimlerinde İYİ Partinin kuyruğunda dolaşıp ‘’Aslan Ortak’’ diyerek methiyeler dizenlerin, seçimler bittiğinde ise ‘’sayemizde mecliste grup kurdunuz, nankörler’’ diyerek hâd bildirmeye kalkması en büyük hadsizliktir.   Siyaset, kurban bayramında ortak danaya girmeye benzemez. Zaten, ‘Ortak Siyaset’ yapmayı da hiçbir zaman anlamadım. Yani diyorsun ki, ben tek başına iktidar olabilecek potansiyelde değilim. Halkıma partimi anlatacak, onları projelerimize inandıracak kapasite bende yok. Kifayetsizliğime sıfat dahi bulamıyorum. Bak, sende öylesin hadi gel ortak olalım. Bu söylemim tüm siyasi partiler için geçerlidir.   Neyse, bu kavga çok yakında, ‘’ama şapşik önce sen başlattın’’ güzellemeleri eşliğinde sona erer. Her zaman ki gibi, Adaların doğasına, tarihine, güzelliğine hançerler saplanmaya devam eder…