YANDAŞLIK NEREYE KADAR...

Her siyasi parti seçim kazanınca, işe alımlarda mutlaka kendi partililerine öncelik tanır. Bu durum ülkenin değişmez kaderidir. Eğer işe alınan partililer gerçekten alın teri dökerek çalışıyorlarsa asla itiraz-isyan etmez, normal karşılarım. Fakat işe alınanlar yan gelip yatar, ayda bir maaşlarını çekmek için bankamatik önüne giderlerse işte o zaman her şey değişir.

Bakırköy’ün en önemli sorunlarından biri de, sokakların-caddelerin temizlenmemesi… Bunun sebebi mahallelerde görev yapan temizlik işçilerinin yetersiz kalması. Örneğin, 80 sokağı olan bir mahallede sadece 7 temizlik işçisi var. Yani, bir görevli her gün en az 11 (on bir) sokağı temizlemek zorunda. Peki, asgari ücretle çalışıp terden sırılsıklam olan ve günde en fazla 5 (beş) sokak süpürebilen işçi ekmek kavgası verirken, aynı birimde veya diğer birimlerde çalışıyor gözüken bankamatikler ne yapar? Haaa, onlar mı; onlar köylerinde-sahillerde-restoranlarda günlerini gün edip, kendilerinden olmayanlara ve karşıt partilerin genel başkanlarına ağır hakaretler ediyor, birde yüzsüzce-hayâsızca devrimci nutuklar paylaşıyorlar. Konuyla ilgili siyasi partiler savcılıklara gerekli suç duyurusunda elbette bulunacaklardır. Benim üzüntüm, bu duruma bugüne kadar niye sessiz kalındığıdır. En büyük korkum ise, Diyanet'ten ''Bankamatik Çalışmayan'' sorusuna hadisle cevap gelmesi: 'Şüphe yok ki bankamatikçileri tayin eden ancak Allah’tır' 2024 yerel seçimlerinde kim belediye başkanı seçilirse seçilsin, ilk icraatı bu irinlerden belediyeyi kurtarmak olmalıdır. Gerçi o bankamatikçilerin işten atıldıklarında söyleyeceklerini şimdiden duyar gibiyim; ‘’Rızkımı Veren Hüda’dır, Kul’a Minnet Eylemem’’   Gazetemize ulaşan iddialara göre; Bakırköy Belediyesi meclis üyesi Tarkan Ellergezen, yüzde yüz belediye iştiraki olan ve belediyeden ucuza yerler kiralayıp daha sonra bu yerleri yüksek bedellerle kiraya veren BYUAŞ’a müdür olarak atandı. Eğer iddialar doğruysa; yasalar hiçe sayılarak yapılan bu atama derhal iptal edilmelidir. BYUAŞ’ın adeta belediyenin arka bahçesi gibi kullanıldığı ve bu durumun Sayıştay raporlarına da yansıdığını zaten hepimiz biliyoruz. Bakırköylüler, Bülent Kerimoğlu ve İ. Bahri Bellek acaba kendilerine yandaş gördüklerini BYUAŞ üzerinden ödüllendiriyorlar mı diye soruyorlar. ‘’5393 sayılı Kanun'un 27'nci maddesi hükmü gereği, meclis üyelerinin münhasıran kendileriyle ilgili konuların görüşüldüğü toplantılara katılmaları yasaklanmıştır. Kanun'un 28'inci maddesinde ise meclis üyelerinin belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremeyeceği, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacağı hüküm altına alınmıştır.’’  Ortada böyle bir yasa varken, belediye meclisinde BYUAŞ ile ilgili alınacak kararlarda, belediye meclis üyesi Tarkan Ellergezen’in müdürlük yaptığı şirketin lehinde karar vereceği gün gibi aşikardır. Bu nedenle hem BYUAŞ müdürü, hem belediye meclis üyesi olan kişinin şirketle ilgili bir konunun görüşüldüğü toplantıya katılıp oy kullanması 5393 sayılı Kanunun 27'nci maddesi hükümlerine aykırıdır. Sayıştay’ın bu konuda, ‘’Belediye meclis üyesinin yönetiminde bulunan şirket belediyeye karşı taahhütte bulunmaktadır. Bu nedenle belediye meclis üyesinin meclis üyeliği görevinin devamı esnasında ve görev süresinin bitmesinden itibaren bir yıl süreyle belediyeye karşı taahhütte bulunan şirkette yönetici olarak görev alması 5393 sayılı Kanun'un 27-28'inci maddesi hükümlerine aykırıdır’’ diyerek kesin görüş belirtmiştir.