TAM BAKIRKÖYLÜK OLDUK ARTIK...

-Ne iş yapıp ekmeğini kazanıyorsun abi? -Siyaset…

Değerli okurlar; bir tarafta belediye işçileri haklı talepleri için greve devam ederken, öte tarafta şok edici gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Hani Bakırköy Belediyesi sms göndererek, bizleri akşam maç izlemek için Sanatçılar Parkı’na davet edip duruyordu ya…. Hah, işte o parkın cafesini artık Hamdi Düzgün işletiyormuş. Gelen iddialara göre, cafenin yaklaşık 4.500 tl gibi komik bir rakamla BYUAŞ tarafından ihale yapılamadan Hamdi Düzgün’e kiraya verilmesine siz şaşırmış olabilirsiniz ama ben hiç şaşırmadım. Gazetemi takip edenler, eski yazılarımdan hatırlarsınız Alo Hamdi’yi… On parmağında 50 marifet olan Alo Hamdi, Esenyurt’tan gelip 2014-2019 yılları arasında Kerimoğlu’nun danışmanlığını da yapmıştı. Yav, nasıl hatırlamazsınız. En son BYUAŞ’ı basıp, orada çalışan oğlu için genel müdüre galiz küfürler eden adam yok mu! Hani evlerin metrekarelerini ölçün diye belediyenin iş verdiği şirketi de mi hatırlamadınız…Vallahi pes yani, çok unutkan olmuşsunuz…. Bu arada Capacity karşısındaki belediyenin cafesinde aylık kaç çay-kahve vs. satılıyor- kaç tl kazanç elde ediyor-satışlar denetleniyor mu çok merak ediyorum. Eğer böyle bir yerden aylık 2000-2500 tl arası bir gelir elde ediliyorsa sıkıntı var demektir.   31 Ağustos 2021 tarihinde hem sayın belediye başkanı Kerimoğlu’nu, hemde İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü uyarmış; lütfen kreşlerin denetlenerek, her kreş müdürü ve kreş çalışanları için yeterlilik belgesi istensin. Bize gelen şikayetlerde, çocuk gelişimi eğitimi almamış kişilerin bu kreşlerde görev yaptığı yönündedir demiştim… Sağolsunlar onlarda dört maymunla karşı cevap vermişlerdi. Elimize kreşlerle ilgili en son ulaşan bilgiler ise ileride yaşanacak facianın habercisi gibiydi.   Peki Kreşlerde Neler Oluyordu? Bakırköy Belediyesinin işçilerine layık gördüğü 5 TL ile insanca yemek yenir mi diye sorarken, yine Bakırköy Belediyesine ait çocuk kreşlerinde minicik yavrulara verilen yemekleri(!) duyunca, ‘’belediye işçileri 5 TL için bile şükretsinler’’ diye düşünerek o çocuklarımız için kahroldum. Çocuklardan 200 TL. Alınmasına rağmen bu kadar berbat bir sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği menüsü için, Belediye Başkanını, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü artık bir zahmet denetimlerini yapsınlar diye göreve davet ediyorum. Denetmenler denetim yaparken, lütfen velilerle ve kreş öğrencileriyle görüşsünler. Ülkemizin geleceği olan minik yavrularımıza, nazi kamplarında verilen yemekleri aratmayan menü çıkaranlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdırlar. O kreşlerde eğitim gören yavrularımız ileride ciddi sağlık problemleriyle karşılaşırlarsa, bunun vebali herkesindir ve bu vebal kesinlikle ızdıraplı bir yaşamdan ibarettir. (Listeyi incelediğinizde etli yemek bulanlar ödüllendirilecektir. Bakın uzmanlar okul öncesi çocuklarımızın sağlıklı olmaları için ne öneriyorlar. Okul öncesi dönemde çocuğun dünyası, okul arkadaşları, öğretmenler ve toplumdaki diğer bireylerle birlikte genişler. Çevreden aldığı uyarılar çocuğun fiziksel, zihinsel ve ruhsal yönden büyümesinde ve gelişmesinde etkin rol oynar. Örneğin beslenme, çocuğun sadece fiziksel sağlığını değil duygusal sağlığını da etkiler. Doğru seçilmiş yiyecekler, destekleyici bir çevre içerisinde verilirse çocuğun gelişimine de katkı sağlar. Üç-altı yaş çocuğun kemiklerinin, dişlerinin, kaslarının, beyin ve sinir sisteminin, dolaşım ve diğer organlarının büyüyüp gelişmesi için hacim yönünden az, besin öğesi içeriği yüksek besinlere gereksinimi vardır. Çünkü bu çağda çocuklar, gelişim hızının yüksek olmasına bağlı olarak vücut fonksiyonlarını kontrol etmeyi, diğer insanlarla ilişki kurmayı, sosyal davranışları öğrenir ve ileriki yaşlardaki davranışlarının ve alışkanlıklarının temellerini atar. (Kaynak: “Okul Öncesi ve Okul Çağı Çocuklara Yönelik Beslenme Önerileri ve Menü Programları” Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Yayın No 915, Ankara 2013’’)   Son sözüm, dün ve bugün Özgürlük Meydanında kutlu günümüz olan Cumhuriyet Bayramımıza gölge düşürenlere… Meydanda bulunan Atatürk Anıtının içler acısı görüntüsü inanın yüreğimi burktu. Yahu, gram Atatürk sevgisi olan bari o kutlu günde anıtın temizliğini yaparak Bakırköy’e yakışır hale getirirdi. Temizlik için illa belediye başkanından talimat mı almak gerekir. 1692 personelden hiç mi kimse o rezaleti görmedi? Ne diyeyim, yazıklar olsun…