MİKANOS ADASI BİLE DAHA DUYARLIDIR...

Milletvekili ağabeyim yıllar önce beni uyarmıştı ‘’bakma sen, meclis kürsüsüne çıkıp birbirine atıp tutan, hakaret eden, yumruk sallayan vekillere… Oturuma ara verildiğinde meclis lokantasında karşılıklı güle oynaya yemek yediklerini, akşam Çankaya vs. yerlerdeki balık lokantalarında kadeh tokuşturduklarını görsen şok olurdun’’ diye.

Tamı tamına 15 gün boyunca Adalar belediye başkanının “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçunu işlediği konuşmasıyla ilgili haberim üzerine bir suç duyurusu-soruşturma haberi alırım diye bekledim. Tam 15 gün boyunca siyasi partilerden bir tepki, halktan protesto bekledim durdum ama nafile… Bir belediye başkanı herkesin ortasında ‘’Tek Ulus’’ ‘’Tek Devlet’’e karşı olduğunu beyan ediyor, Bir belediye başkanı 6-7 Eylül olaylarına katliam diyerek TCK’nun 216. Maddesini alenen çiğniyor, ‘’(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.  (3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” düzenlemesi hüküm altına alınmıştır.’’ ve o belediye başkanının söylemleri karşısında, başta CHP ilçe başkan ve yönetimi olmak üzere, AK Parti ilçe başkan ve yönetimi, MHP ilçe başkan ve yönetimi, İYİ Parti ilçe başkan ve yönetimi, Kaymakamlık, Adalar Halkı sessiz kalıp savcılığa suç duyurusunda bulunmuyorlarsa, kimse kusura bakmasın ama ‘tuz kokmuş’ demektir. Mikanos adası belediye başkanı aynı söylemde bulunsa, inanın Mikanos halkı böylesine duyarsız kalmazdı. İlçede Covid 19’a yakalanmış hasta sayısını bilemem ama bildiğim ve gördüğüm şey Kuvayi Milliye ruhu, Misak-ı Milli ruhunun Adalar'da entübe olduğudur.   Kendisini kayıtsız şartsız şuurlu olarak Türk Milliyetçiliğine adayan ve Türk ülküsünü hayatının gayesi hâline getirenler yok mu? Elbette var, hemde çok. İşte onlardan biri MHP Adalar eski ilçe başkanı Dr. Ersin Öztürk… Söz konusu vatanın bölünmez bütünlüğüne ihanet olduğunda Kürşatlaşan Ersin Öztürk, hukukun üstünlüğüne inanarak konuyla alakalı tek başına savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Atatürk’ün milliyetçilik ruhunu damarlarında yaşayan bu yiğit ve duyarlı vatan evladına teşekkür ederim.   İstiklal Marşını söylemekten imtina eden, 15 Temmuz hain darbe girişimi anmasına katılmayan, Şehitler günü-Gaziler günü cırcır olan bir belediye başkanına daha ne kadar tahammül gösterilecek, bekleyip göreceğiz.   CHP Adalar ilçe başkanı Ercan Akpolat’a da bir çift sözüm olacak… Partinden ölüm-ihraç hariç bugüne kadar 247 istifa olmuş. Eminim ki senin bundan haberin yoktur. Çünkü, ilçe başkanlıklarının kullandığı program şifreli ve genel merkez dışında üyelikten düşenleri sen göremiyorsun. Hadi şimdi koltuğuna otur ve ‘’nerede hata yaptık’’ diye kendini sorgula…   Son günlerin diğer bir konusu da, başta CHP İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu olmak üzere, Atatürk isminden rahatsızlık duyanlardır. Bülent Aybirdi kardeşim konuyu çok net biçimde özetlemiş. Diyor ki, Mustafa Kemal ve Atatürk birbirini izleyen birbirinden ayrılamaz ölümsüz bir süreçtir. Atatürk, Mustafa Kemal’in devamıdır. Mustafa Kemal, yaklaşık 200 yıl süren Türk geri çekilişini durduran, “Tek dişi kalmış canavara” saldırarak, ezelden Türk yurdu olan Aktopraklar’dan sürüp atan, atarken yeryüzünün tüm ezilmiş milletlerine zafer taşıyan yılmaz Türk komutanının adıdır. Atatürk ise, süfyan dinini, arap, acem, got talanını Türk’ün bağrından söküp atan, Türk aydınlanmasını başlatan, Türk’e Türk olduğunu hatırlatan, gösteren, Gök-Kurt Töresi’nin vücut bulmuş hali, kendinden kopup, araplaşmasından ötürü sele kapılıp gitmek üzereyken, Aktopraklar’ı bir kurtuluş gemisi misali yeniden inşa eden Türk’ün Nuh’u, gözümüzün nurudur. Süfyan dininin, töresinin savunucularının, sola sığınmış artık yalayıcıların, terörist sevicilerin, hain tohumlarının Atatürk adını işitince besmele duymuş şeytana dönmelerinin sebebi işte budur.