KAYYUM BELEDİYELERİ SEÇİLMİŞLERE KARŞI...

Silvan dedikleri yer taaa Diyarbakır’da bir ilçe… Facebook-Twitter’da okur, Google’de anca bulursunuz.

Silvan dedikleri yer taaa Diyarbakır’da bir ilçe… Facebook-Twitter’da okur, Google’de anca bulursunuz. Buranın atanmış kayyumu halka maske-kolonya dağıtmış, tüm köyler de dahil olmak üzere her yeri dezenfekte etmiş. 65 yaş üstüne devamlı olarak gıda yardımı yapıyor. Belediye başkanı halkla öylesine bütünleşmiş ki, PKK’ya sempati duyanlar bile düşüncelerinden utanır olmuşlar…   Güroymak Belediyesine bakalım! İnanmayacaksınız ama burayı da kayyum yönetiyor. İlçe de virüsten dolayı tek mağdur yok. Buranın atanmış belediye başkanı da bildiğiniz halktan biri olmuş var gücüyle çalışıyor. Başkan kendini işe öyle kaptırmış ki, virüsle ilgili aklınıza gelebilecek tüm tedbirleri almış ama yetmemiş, şimdi ilçenin alt yapı sorunlarını çözüme kavuşturuyor… Sokak hayvanları için çok mükemmel bir barınak yaptırmış ama mümkün olduğunca sokak hayvanlarını yaşadıkları doğal ortamlarından koparmadan yiyecek-bakım hizmetlerini vermeye gayret edip, sadece hasta, yaşlı, güçten düşmüş, sakat hayvanları barınağa alıyor.   Ergani Belediyesinin çoğunuz adını bile duymamışsınızdır. Duyanlar da doğuda kıytırık bir ilçe derseniz. Bazıları ellerinde mikrofon sadece laf üretirken, buranın kayyum belediyesi kendi maskelerini bile kendileri üretmişler. Halk gıda sorunu yaşamıyor. İhtiyaç sahipleri evlerinden her türlü yardımı alıyorlar. Maske-eldiven-kolonya sorunu olmayan Ergani’de belediye, tüm hizmetleri eksiksiz yaparken öte tarafta tarihi yerlerin temizliği-bakımını da unutmamış. Kayyum atanmış yerlerin tamamı bu durumda.   Bakırköy dedikleri yer İstanbul’da bir ilçe. Burayı seçilmiş belediye başkanı yönetiyor. Hani şu altı ok’u birleştirip tek bir ok yaparak Atatürkçülerin-Kemalistlerin sırtına sapladıkları parti var ya, hah, işte oradan seçilmiş. Buranın seçilmiş belediye başkanı evine kapanmış; Londra’da iskan, Belarus’ta mekan, ahirette iman parolasıyla harıl harıl projeler düşünüyor. Maske-kolonya diyoruz para yok diyor. Sokakları dezenfekte et bari diyoruz, eleman yok diyor. Barınakta ki hayvanların durumunu soruyoruz, olduğu kadar olmadığı kader diyor. Topladığın vergiler ne oldu diyoruz, yandı-bitti-kül oldu diyor. Önümüzdeki ay işçiler eksik para alacak mı diyoruz, biraz da onlar bize yardımcı olsun diyor. Utanmasa fikre-zekatlarımızı isteyecek. Onun işi de aslında kolay değil: Koç gibi yolsuzlukları atlatmış, Kayıp 25 milyon dolardan AKlanmış, Gazeteci-işçi-işletmecinin suratına suratına patlatmış ve ayakta kalmış biri için bence büyük başarı… İlçede halk şu an umudunu muhtarlara bağlamış durumda, muhtarlar da Allah’a… Bakırköylü bu virüs belasını elbette atlatır ama belediyeden yediği kazığı-belediyenin vurdumduymazlığını asla unutmaz. (şaka şaka, unutur) Yukarıda ki örnekleri bir tarafa koyup; en kötü seçilmiş belediye, kayyum atanmış belediyeden daha iyidir diyecem ama aklıma Bakırköy-Adalar gibi ilçeler gelince beni bi gülme alıyor anlatamam…