Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

İŞİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR.

BAKIRKÖY 18.06.2020 - 16:14, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

İŞİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR.

İŞİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR.   Bu benim en sevdiğim sloganlardan birisidir. Gerçekten de herkes işini en iyi şekilde yapsa ülkemiz hızla ve tüm dünyayı kıskandıracak biçimde kalkınır-gelişir. Örneğin, Siyasetçiler işlerini en iyi şekilde yapsalar memleket çok daha huzurlu olur ve insanlarda çok daha kendilerini güvende hissederler. Siyasi partilerin tüzük ve programlarına baktığımız zaman herkes çok güzel şeyler yazıp, çok güzel projelerden bahsediyorlar ama icraatlarına baktığımız zaman ikisi birbirini hiç tutmuyor. Kötü bir çifte standart var siyasette… Önemli değerleri kullanarak, ( Din, Irk, Milliyetçilik, Atatürkçülük, Bölgecilik, Hemşehircilik v.b) insanlara yaklaşıyorlar…. Oysa siyasetin konusu ve faaliyet alanı toplumun Ekonomik, sosyal, sağlık, eğitim, Adalet, demokrasi alanlarında iyi hizmetler alması, ekonomik refaha kavuşması, Doğal zenginliklerin korunması ve Milli gelirden adaletli pay alınması gibi… Bizim siyasiler bu önemli siyaset görevlerini arkaya atıp, gelirsek yapacağız söylemleri ile Din, Milliyet, Atatürkçülük v.b değerlerle yâda maddi menfaatler, ihaleler vaat ederek oy topluyorlar, iktidara gelince de işlerine geldiği gibi hareket etmektedirler. Tam aksine öncelikle kendilerinin refaha ve kamu malları üzerinden köşe dönmeye hızla yürümesi, Adalet ve diğer kurumları sonuna kadar kendi çıkarlarına kullanmaları, en kolay örgütlenme yolunu seçip ayrımcılık yaparak tüm devlet ve iktidar olanaklarını kendi partilerine aktarmaları adeta olağan hale getirildi. Sonuçta yalana, dolana ve vaatlere dayalı bir siyaset tablosu ortaya çıkıyor ki bu gün ülkenin 75 i siyasetçilere asla güvenmemektedirler. Bende siyasete ve siyasetçilere bilhassa da orjinini kaybetmiş partilere hiç güvenmem. Atalarımız demiş ki, “ Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.” Evet, bence de siyasetçinin yâda kişilerin ne dediğine değil ne yaptığına bakmak lazımdır. Bu nedenle de partilerini hiç beğenmediğim Belediye Başkanlarına, bakan ve Milletvekillerine yaptıkları işlere destek verip alkışlarım. Bu benim özgür irademle yaptığım ve dürüstçe olduğuna inandığım bir tavırdır.. Düşünsenize, Siyasetçiler gibi iş adamları da çifte standartlı olmasaydı örneğin vergisini dürüst ödeseydi, sırtını iktidara dayayarak zengin olma yolunu seçmeseydi, Esnafta dürüst olsa eksik tartmasa, kazık atmasa, kendi dindaşlarını Ramazanlarda Bayramlarda kazıklamasaydı, Sanatçılar da işlerini ilkeli ve dürüst yapıp halkın yararına projelere destekler verseydi, Sendika Ağaları olmasaydı, Basın dürüst olsa iktidar yağdanlığı yapmasaydı, Adalet mensupları cüzdana göre değil vicdana ve kanunlara göre hareket edip karar verseydi daha bu örnekleri yüzlerce çoğaltarak artırabiliriz. Tüm insanlar ikiyüzlü olmasa ve çifte standart uygulamadan işlerini en iyi şekilde yapsalardı o zaman ülkemiz pırıl pırıl ve huzurlu, insanımızda çok mutlu olurdu. Zaten hepimizin aradığı da huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir yaşam değil midir.? İşte o zaman, “ İŞİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR” söylemi layık olduğu yerini bulup hayata geçerdi.   Ülker DURUKAN Çevre Dostları Derneği Başkanı Bakırköy Sivil toplum Kuruluşları Onursal Başkanı.

İŞİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR.

 

Bu benim en sevdiğim sloganlardan birisidir.

Gerçekten de herkes işini en iyi şekilde yapsa ülkemiz hızla ve tüm dünyayı kıskandıracak biçimde kalkınır-gelişir.

Örneğin, Siyasetçiler işlerini en iyi şekilde yapsalar memleket çok daha huzurlu olur ve insanlarda çok daha kendilerini güvende hissederler.

Siyasi partilerin tüzük ve programlarına baktığımız zaman herkes çok güzel şeyler yazıp, çok güzel projelerden bahsediyorlar ama icraatlarına baktığımız zaman ikisi birbirini hiç tutmuyor.

Kötü bir çifte standart var siyasette…

Önemli değerleri kullanarak, ( Din, Irk, Milliyetçilik, Atatürkçülük, Bölgecilik, Hemşehircilik v.b) insanlara yaklaşıyorlar….

Oysa siyasetin konusu ve faaliyet alanı toplumun Ekonomik, sosyal, sağlık, eğitim, Adalet, demokrasi alanlarında iyi hizmetler alması, ekonomik refaha kavuşması, Doğal zenginliklerin korunması ve Milli gelirden adaletli pay alınması gibi…

Bizim siyasiler bu önemli siyaset görevlerini arkaya atıp, gelirsek yapacağız söylemleri ile Din, Milliyet, Atatürkçülük v.b değerlerle yâda maddi menfaatler, ihaleler vaat ederek oy topluyorlar, iktidara gelince de işlerine geldiği gibi hareket etmektedirler. Tam aksine öncelikle kendilerinin refaha ve kamu malları üzerinden köşe dönmeye hızla yürümesi, Adalet ve diğer kurumları sonuna kadar kendi çıkarlarına kullanmaları, en kolay örgütlenme yolunu seçip ayrımcılık yaparak tüm devlet ve iktidar olanaklarını kendi partilerine aktarmaları adeta olağan hale getirildi.

Sonuçta yalana, dolana ve vaatlere dayalı bir siyaset tablosu ortaya çıkıyor ki bu gün ülkenin 75 i siyasetçilere asla güvenmemektedirler.

Bende siyasete ve siyasetçilere bilhassa da orjinini kaybetmiş partilere hiç güvenmem.

Atalarımız demiş ki, “ Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.” Evet, bence de siyasetçinin yâda kişilerin ne dediğine değil ne yaptığına bakmak lazımdır.

Bu nedenle de partilerini hiç beğenmediğim Belediye Başkanlarına, bakan ve Milletvekillerine yaptıkları işlere destek verip alkışlarım.

Bu benim özgür irademle yaptığım ve dürüstçe olduğuna inandığım bir tavırdır..

Düşünsenize, Siyasetçiler gibi iş adamları da çifte standartlı olmasaydı örneğin vergisini dürüst ödeseydi, sırtını iktidara dayayarak zengin olma yolunu seçmeseydi, Esnafta dürüst olsa eksik tartmasa, kazık atmasa, kendi dindaşlarını Ramazanlarda Bayramlarda kazıklamasaydı, Sanatçılar da işlerini ilkeli ve dürüst yapıp halkın yararına projelere destekler verseydi, Sendika Ağaları olmasaydı, Basın dürüst olsa iktidar yağdanlığı yapmasaydı, Adalet mensupları cüzdana göre değil vicdana ve kanunlara göre hareket edip karar verseydi daha bu örnekleri yüzlerce çoğaltarak artırabiliriz.

Tüm insanlar ikiyüzlü olmasa ve çifte standart uygulamadan işlerini en iyi şekilde yapsalardı o zaman ülkemiz pırıl pırıl ve huzurlu, insanımızda çok mutlu olurdu. Zaten hepimizin aradığı da huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir yaşam değil midir.?

İşte o zaman, “ İŞİNİ EN İYİ YAPAN, VATANINI EN ÇOK SEVENDİR” söylemi layık olduğu yerini bulup hayata geçerdi.

 

Ülker DURUKAN

Çevre Dostları Derneği Başkanı

Bakırköy Sivil toplum Kuruluşları Onursal Başkanı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.