Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.

CHP'DE YENİ GENEL BAŞKAN HAZIR...

GÜNDEM 14.01.2022 - 19:04, Güncelleme: 29.08.2022 - 15:26
 

CHP'DE YENİ GENEL BAŞKAN HAZIR...

Her fırsatta kayyuma karşı olduklarını, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini söyleyen CHP yönetimi, şimdi kayyum il başkanlarını arkasına alarak olağanüstü kurultay hazırlıkları yapmaya başlayan Oğuz Kaan Salıcı’ya karşı neden sessiz kalıyor merak konusu.
Değerli okurlar; Soner Yalçın’ın da önceki yazılarında söylediği, ‘’10 Aralık Hareketi bugün CHP yönetimini ele geçirmiştir. 10 Aralık Hareketi, bugün CHP’de en güçlü, en etkin gruptur. 'Yeni partiden' vazgeçtiler ama 'yeni siyaset anlayışından' vazgeçmiş değiller’’ cümleleri, Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan kayyum atamalarıyla büyük ivme kazanmaya başladı.   Bugün CHP’de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da bulunan illerin büyük çoğunluğunda, kayyumla atanmış il başkanları görevdeler. CHP Parti Tüzüğüne göre KAYYUM atanan bu illerde 45 gün içerisinde kongreye gidilmesi gerekirken, yaklaşık bir buçuk yıldır seçime gidilmemesi parti içerisinde büyük huzursuzluğa sebep olmakta. Bu durum genel merkeze sorulduğunda ise verilen yanıt, ''Anadoluda halk bize büyük dönüş yapıyor'' oluyor. Oysa, doğru dürüst yöneticiler bile bulamayan kayyum atanmış illerde anketler tam tersini söylüyor. Genel başkanlık için fırsat kollayan ve bu düşüncesini kayyum atadığı illerde sesli olarak açıkça dile getiren CHP’nin teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’ya karşı tepkiler hızla büyümekte. Kayyum atanan illerde görevden alınmalar parti tüzüğünün 25/1 maddesi bahane edilerek yapılmakta. Ortada somut bir gerekçe olmadan, seçilmiş il başkanlarının yerine kayyum atamak hangi demokrasi ahlakına sığar o da ayrı bir konu.   ‘’Madde-25 (1) Yasalarda, tüzükte ve yönetmeliklerde öngörülen görev ve sorumlulukları ve mali yükümlülükleri yerine getirmeyen ya da aksatan; partinin ilkelerine, amaçlarına ve çalışma kurallarına aykırı hareket eden il, ilçe, belde başkanı ve yönetim kurulu üyelerini, Merkez Yönetim Kurulu, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğuyla ve gizli oyla, gerekçesini belirterek görevden alabilir.’’   PEKİ NEDEN İLLERE KAYYUM ATAMASI YAPILIYOR? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olması durumunda genel başkanlık koltuğu boş kalacak. Özellikle İstanbul hariç, diğer büyükşehirlerde delege çoğunluğunu ele geçiremeyen Oğuz Kaan Salıcı, kayyum atadığı Doğu-Güneydoğu illerinin yaklaşık 220 kurultay delegesini kendisi belirleyecek. Yine kendi emri altında olan 10 Aralık Hareketinin militanlarından İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu (Mustafa Kemal Atatürk karşıtı tweetleri, 15 Temmuz darbesinin başarısızlığa uğramasından duyduğu memnuniyetsizlik, Ergenekon ve Balyoz davalarına Zaman gazetesi aracılığıyla verdiği desteği zaten hepiniz biliyorsunuz) sayesinde buradan da 150 delegenin olağanüstü kurultayda kendisine oy vereceğinin hesabını yapmakta. Diğer tüm iller hariç toplam 370 delegeye banko gözüyle bakan Salıcı, bu durumun genel başkan seçilmek için yeterli olacağı kanaatinde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bunca olumsuzluk karşısında son isteği sorulan mahkûm gibi… ‘’Ben Cumhurbaşkanı olayım da parti benden sonra ne olursa olsun’' dercesine davranıyor. PM-MYK-Milletvekilleri arasındaki gruplaşmaların, bu grupların hepsinin neyi amaçladıklarının farkında ama cumhurbaşkanı olma sevdası yüzünden dört maymunu oynamayı tercih ediyor. 
Her fırsatta kayyuma karşı olduklarını, seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini söyleyen CHP yönetimi, şimdi kayyum il başkanlarını arkasına alarak olağanüstü kurultay hazırlıkları yapmaya başlayan Oğuz Kaan Salıcı’ya karşı neden sessiz kalıyor merak konusu.

Değerli okurlar; Soner Yalçın’ın da önceki yazılarında söylediği, ‘’10 Aralık Hareketi bugün CHP yönetimini ele geçirmiştir. 10 Aralık Hareketi, bugün CHP’de en güçlü, en etkin gruptur. 'Yeni partiden' vazgeçtiler ama 'yeni siyaset anlayışından' vazgeçmiş değiller’’ cümleleri, Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan kayyum atamalarıyla büyük ivme kazanmaya başladı.

 

Bugün CHP’de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu da bulunan illerin büyük çoğunluğunda, kayyumla atanmış il başkanları görevdeler. CHP Parti Tüzüğüne göre KAYYUM atanan bu illerde 45 gün içerisinde kongreye gidilmesi gerekirken, yaklaşık bir buçuk yıldır seçime gidilmemesi parti içerisinde büyük huzursuzluğa sebep olmakta. Bu durum genel merkeze sorulduğunda ise verilen yanıt, ''Anadoluda halk bize büyük dönüş yapıyor'' oluyor. Oysa, doğru dürüst yöneticiler bile bulamayan kayyum atanmış illerde anketler tam tersini söylüyor.

Genel başkanlık için fırsat kollayan ve bu düşüncesini kayyum atadığı illerde sesli olarak açıkça dile getiren CHP’nin teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’ya karşı tepkiler hızla büyümekte.

Kayyum atanan illerde görevden alınmalar parti tüzüğünün 25/1 maddesi bahane edilerek yapılmakta. Ortada somut bir gerekçe olmadan, seçilmiş il başkanlarının yerine kayyum atamak hangi demokrasi ahlakına sığar o da ayrı bir konu.

  ‘’Madde-25 (1) Yasalarda, tüzükte ve yönetmeliklerde öngörülen görev ve sorumlulukları ve mali yükümlülükleri yerine getirmeyen ya da aksatan; partinin ilkelerine, amaçlarına ve çalışma kurallarına aykırı hareket eden il, ilçe, belde başkanı ve yönetim kurulu üyelerini, Merkez Yönetim Kurulu, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğuyla ve gizli oyla, gerekçesini belirterek görevden alabilir.’’

 

PEKİ NEDEN İLLERE KAYYUM ATAMASI YAPILIYOR?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olması durumunda genel başkanlık koltuğu boş kalacak. Özellikle İstanbul hariç, diğer büyükşehirlerde delege çoğunluğunu ele geçiremeyen Oğuz Kaan Salıcı, kayyum atadığı Doğu-Güneydoğu illerinin yaklaşık 220 kurultay delegesini kendisi belirleyecek. Yine kendi emri altında olan 10 Aralık Hareketinin militanlarından İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu (Mustafa Kemal Atatürk karşıtı tweetleri, 15 Temmuz darbesinin başarısızlığa uğramasından duyduğu memnuniyetsizlik, Ergenekon ve Balyoz davalarına Zaman gazetesi aracılığıyla verdiği desteği zaten hepiniz biliyorsunuz) sayesinde buradan da 150 delegenin olağanüstü kurultayda kendisine oy vereceğinin hesabını yapmakta. Diğer tüm iller hariç toplam 370 delegeye banko gözüyle bakan Salıcı, bu durumun genel başkan seçilmek için yeterli olacağı kanaatinde.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bunca olumsuzluk karşısında son isteği sorulan mahkûm gibi… ‘’Ben Cumhurbaşkanı olayım da parti benden sonra ne olursa olsun’' dercesine davranıyor. PM-MYK-Milletvekilleri arasındaki gruplaşmaların, bu grupların hepsinin neyi amaçladıklarının farkında ama cumhurbaşkanı olma sevdası yüzünden dört maymunu oynamayı tercih ediyor. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.