BAKIRKÖY MÜ MARS MI BELLİ DEĞİL...

Bakırköy Belediyesi sms göndererek, beni akşam maç izlemek için Sanatçılar Parkı’na davet etmiş. Eee, haliyle gidip maç izlerken çay-meşrubat içmek ve yanında bir tost yemek gerekir. Bu davet bedava olmadığına göre, maç sonu ödeyeceğim hesap kimin cebine gidecek, bilen var mı? Parayı Alo Hamdi mi tahsil edecek, yoksa belediyeden çift maaş alan İ. B. Bellek’in şirketi BYUAŞ’mı? Eğer parayı belediye değil de, Bakırköy’e en ufak katkısı olmayan-Sayıştay raporunda usulsüz kiralama yaptığı belirlenen BYUAŞ tahsil edecekse ben gelmiyorum. Zaten belediyenin de sms’lerini, başka bir şirket için kullanmaya yasal olarak hakkı olmadığını düşünüyorum.   Belediyeye ait kreşler öğrenci alımlarına başladılar. Buradan başta sayın belediye başkanı Kerimoğlu olmak üzere İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne sesleniyorum; lütfen bu kreşleri denetleyerek, her kreş müdürü ve kreş çalışanları için yeterlilik belgesi istensin. Bize gelen şikayetlerde, çocuk gelişimi eğitimi almamış kişilerin bu kreşlerde görev yaptığı yönünde…   DİSK çalışanları haklı mücadelelerini halka anlatabilmek için meydanda çadır kurdular, 9 gündür eylem yapıyorlar. Siz Bakırköylülerden ve siyasi partilerin ilçe başkanlarından ne ekmek, ne su, ne para istiyorlar. İstedikleri tek şey onlardan maneviyatınızı esirgememeniz. Gidin o işçilerin çadırına, hal-hatır sorun, yanlarında olduğunuzu söyleyin yeter… Ne kaybedersiniz? Ben bir TÜRK-ATATÜRK Milliyetçisi olarak onlara sordum ve bana: Belediyeden atılan işçiler geri alınsın, Toplu Sözleşme istiyoruz, Kurallı-güvenceli çalışma istiyoruz, Ücretlerimiz yemek paramız düşürülmesin, İşçilere yapılan baskılar son bulsun, dediler. İnsanca yaşam için bu istekler çok mu?   Kentsel Dönüşüm ve +1 kat ile ilgili tüm yazılıp çizilenlere, toplantılara, eylemlere rağmen İBB’den sonuç elde edilemedi. Aynı İBB, Bakırköy’e hizmet edeceğim derken, Bakırköy’ün içine etti. Bakırköy’ün sokak ve caddeleri adeta Mars yüzeyi gibi. İstanbul Caddesi ve İncirli Caddesi bunun en güzel örnekleri. İstanbul Caddesinde yangın çıksa, itfaiye araçlarının gelmesi için yol yok… Vatandaş haklı olarak isyan ediyor, korkuyor çünkü karşılarında dertlerini anlatacak-sorunlarını dile getirecek muhattap bulamıyorlar. Anlaşılmaz, rakamsal, beylik cümlelere gerek duymadan izah edeyim… Her yıl düzenli olarak belediyeye emlak-çöp verginizi ödüyorsanız, tüm bunlara karşın sokaklarınız-caddeleriniz harap haldeyse, +1 kat isteğiniz reddediliyorsa, hiçbir kültürel-sosyal etkinlikten yararlanamıyorsanız, sorunlarınızı çözecek makam bulamıyorsanız kötü yönetiliyorsunuz demektir. Bu ülkede yerel yöneticilerinin kaderidir; etrafları vantilatör müteahhitler tarafından sarılan yöneticiler, bir süre sonra RANTilatöre dönüşürler.   Sea Pearl projesinden 3+1 ev satın alanların mağduriyetlerini haftaya yazacağım.