Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

FETÖ, YARGIYI MI DEVREYE SOKTU ?

GÜNDEM 25.11.2022 - 15:25, Güncelleme: 25.11.2022 - 19:23
 

FETÖ, YARGIYI MI DEVREYE SOKTU ?

FETÖ’nün “devletin kılcal damarlarına” sızma hedefinde, TSK, Emniyet, MİT, Mülkiye yanında “Yargı Mahrem Yapılanması” her zaman önemli bir rol oynamıştır. Özellikle yargıda FETÖ yapılanması örgüt açısından birinci derece önem taşımaktadır.
Değerli okurlar; hukuksuzluklar karşısında verdiğim tepki ve Ankara’ya kadar, ‘Herkes İçin Adalet’ yürüyüşü yapmış birisi olarak, son zamanlarda hangi parti için olursa olsun üst üste yaşanan adaletsizlikleri görmezden gelemezdim. Bu ülkede gerçek delillere rağmen, adalet üç maymunu oynamayı tercih ederken, sadece beyan üzerinden hukukun katledilerek bir insana ceza verilmesi FETÖ’nün yargı üzerinde ki gücünü halen koruduğunun en büyük kanıtıdır.   Yargı sistemi içinde halen varlığını koruyan, “RENKLENDİRME” taktiği ile başka grup ve cemaatlerden olduğu görüntüsünü veren FETÖ’cü kripto unsurlar, Pensilvanya ile bağlarını koparmadan görevlerine devam mı ediyorlar?   Yargıda hâkim güç olmak isteyen FETÖ, kendinden olmayan hâkim-savcılar başta olmak üzere hükümetin aleyhine olacak tüm kanunsuz kararları almak ve böylece 15 Temmuz’un rövanşında bu defa galip gelmek için fütursuzca saldırılarını sürdürüyorlar. Ergenekon ve Balyoz davalarını aratmayan örneklerin yaşandığı yargı da, bu duruma en güzel örneği verecek olursak; eşi milletvekili olan bir savcı, başka bir savcının sadece beyanı esas alınarak, hemde yalan beyanı sonucu yargı önüne çıkartılıp ceza veriliyor. Soyadının aksine kendisini karanlığa gizleyen eski bir bakanın da parmağı olduğu düşünülen ve hukukun temel ilkelerinin çiğnendiği-ırzına geçildiği yargı kararı sayesinde bir taşla iki kuş vurularak, hem genel seçimlere sayılı günler kala hükümet halk nazarında zayıflatılmaya çalışılmakta, hemde bugüne kadar adı tek bir şaibeye karışmamış olan vekil eşin bölgesinde yeniden milletvekili olmasının önüne geçilmektedir. Burada hem AK Partiye, hemde AK Partili vekile kurulan kumpası anlamamak için sadece halis aptal olmak gerekir. (İşin en acı tarafı ise, o savcı dik duruşu nedeniyle Doğu da başka bir il'e sürülmüş, daha sonra evlendiği eşi milletvekili olduğu için bu defa da laf söz olmasın diye vicdanıyla-onuruyla-meslek etiğiyle hareket ederek emekli olmuşken…)   Gerçekten FETÖ halen yargıda bu kadar güçlü mü diye kendi kendinize sorduğunuzu görüyorum.   Konuyla ilgili daha yeni yaşanan başka bir olayı örnek verelim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun davasına bakan hâkimin FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında mahrem yapı içerisinde yer aldığı anlaşılmıştır.    Başka bir Türkiye klasiğinde ise, Mersin'in Silifke İlçesi'nde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) soruşturmalarını yapan Cumhuriyet Savcısının FETÖ’cü çıkmasıdır. Ya ortaya çıkmasaydı?…   Örnekleri burada tek tek sıralamaya kalksam inanın bu yazı ansiklopedi olur. Sizlere bu defa da, FETÖ’nün yargıda ne kadar güçlü olduğunu, adaletin geldiği en son noktayı anlatan ve vicdanları onarılamaz derinlikte yaralayan bambaşka bir örneği aktararak yazımı sonlandırayım.   Sanık hâkime FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince 7 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddesi uyarınca cezayı 10 yıl 6 aya çıkarıyor. FETÖ’cü sanık hâkimin duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirimi de uygulayan heyet, cezayı 8 yıl 9 aya indirerek sanığın adli kontrol tedbiriyle tahliyesine karar veriyor. Yani mahkeme sanığın ByLock kullanıcısı olmasını, "izdivaç sorumlusu" vasfıyla "Nedim" ve "Şahin" kod adlarını kullanarak örgüt üyelerine katalog evliliği yaptırmasını, 2014 yılı HSYK seçimleri öncesinde örgütün talimatları doğrultusunda FETÖ lehine çalışmalar yürütmesini ve üst aramasında örgütsel bağı sembolize eden "bir dolar" ele geçirilmesini dikkate almıyor ama ne hikmetse mahkemedeki iyi halini dikkate alıyor. İşin diğer trajikomik yanı ise, sanık duruşmaya cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılmış. Yani mahkeme kameradan sanığın iyi halini tespit etmiş.   Bu yazıyı yazmamda ki asıl amaç, yargıda bir tek FETÖ’cü hâkim ve savcının elindeki kanunları kullanarak her türlü kumpası kurabileceği ve hedef aldığı herkese operasyon yapabileceği uyarısıdır.
FETÖ’nün “devletin kılcal damarlarına” sızma hedefinde, TSK, Emniyet, MİT, Mülkiye yanında “Yargı Mahrem Yapılanması” her zaman önemli bir rol oynamıştır. Özellikle yargıda FETÖ yapılanması örgüt açısından birinci derece önem taşımaktadır.

Değerli okurlar; hukuksuzluklar karşısında verdiğim tepki ve Ankara’ya kadar, ‘Herkes İçin Adalet’ yürüyüşü yapmış birisi olarak, son zamanlarda hangi parti için olursa olsun üst üste yaşanan adaletsizlikleri görmezden gelemezdim.

Bu ülkede gerçek delillere rağmen, adalet üç maymunu oynamayı tercih ederken, sadece beyan üzerinden hukukun katledilerek bir insana ceza verilmesi FETÖ’nün yargı üzerinde ki gücünü halen koruduğunun en büyük kanıtıdır.

 

Yargı sistemi içinde halen varlığını koruyan, RENKLENDİRME” taktiği ile başka grup ve cemaatlerden olduğu görüntüsünü veren FETÖ’cü kripto unsurlar, Pensilvanya ile bağlarını koparmadan görevlerine devam mı ediyorlar?

 

Yargıda hâkim güç olmak isteyen FETÖ, kendinden olmayan hâkim-savcılar başta olmak üzere hükümetin aleyhine olacak tüm kanunsuz kararları almak ve böylece 15 Temmuz’un rövanşında bu defa galip gelmek için fütursuzca saldırılarını sürdürüyorlar.

Ergenekon ve Balyoz davalarını aratmayan örneklerin yaşandığı yargı da, bu duruma en güzel örneği verecek olursak; eşi milletvekili olan bir savcı, başka bir savcının sadece beyanı esas alınarak, hemde yalan beyanı sonucu yargı önüne çıkartılıp ceza veriliyor. Soyadının aksine kendisini karanlığa gizleyen eski bir bakanın da parmağı olduğu düşünülen ve hukukun temel ilkelerinin çiğnendiği-ırzına geçildiği yargı kararı sayesinde bir taşla iki kuş vurularak, hem genel seçimlere sayılı günler kala hükümet halk nazarında zayıflatılmaya çalışılmakta, hemde bugüne kadar adı tek bir şaibeye karışmamış olan vekil eşin bölgesinde yeniden milletvekili olmasının önüne geçilmektedir. Burada hem AK Partiye, hemde AK Partili vekile kurulan kumpası anlamamak için sadece halis aptal olmak gerekir. (İşin en acı tarafı ise, o savcı dik duruşu nedeniyle Doğu da başka bir il'e sürülmüş, daha sonra evlendiği eşi milletvekili olduğu için bu defa da laf söz olmasın diye vicdanıyla-onuruyla-meslek etiğiyle hareket ederek emekli olmuşken…)

 

Gerçekten FETÖ halen yargıda bu kadar güçlü mü diye kendi kendinize sorduğunuzu görüyorum.

 

Konuyla ilgili daha yeni yaşanan başka bir olayı örnek verelim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun davasına bakan hâkimin FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında mahrem yapı içerisinde yer aldığı anlaşılmıştır. 

 

Başka bir Türkiye klasiğinde ise, Mersin'in Silifke İlçesi'nde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) soruşturmalarını yapan Cumhuriyet Savcısının FETÖ’cü çıkmasıdır. Ya ortaya çıkmasaydı?…

 

Örnekleri burada tek tek sıralamaya kalksam inanın bu yazı ansiklopedi olur. Sizlere bu defa da, FETÖ’nün yargıda ne kadar güçlü olduğunu, adaletin geldiği en son noktayı anlatan ve vicdanları onarılamaz derinlikte yaralayan bambaşka bir örneği aktararak yazımı sonlandırayım.

 

Sanık hâkime FETÖ üyeliğinden Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince 7 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1. maddesi uyarınca cezayı 10 yıl 6 aya çıkarıyor.

FETÖ’cü sanık hâkimin duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirimi de uygulayan heyet, cezayı 8 yıl 9 aya indirerek sanığın adli kontrol tedbiriyle tahliyesine karar veriyor. Yani mahkeme sanığın ByLock kullanıcısı olmasını, "izdivaç sorumlusu" vasfıyla "Nedim" ve "Şahin" kod adlarını kullanarak örgüt üyelerine katalog evliliği yaptırmasını, 2014 yılı HSYK seçimleri öncesinde örgütün talimatları doğrultusunda FETÖ lehine çalışmalar yürütmesini ve üst aramasında örgütsel bağı sembolize eden "bir dolar" ele geçirilmesini dikkate almıyor ama ne hikmetse mahkemedeki iyi halini dikkate alıyor. İşin diğer trajikomik yanı ise, sanık duruşmaya cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılmış. Yani mahkeme kameradan sanığın iyi halini tespit etmiş.

 

Bu yazıyı yazmamda ki asıl amaç, yargıda bir tek FETÖ’cü hâkim ve savcının elindeki kanunları kullanarak her türlü kumpası kurabileceği ve hedef aldığı herkese operasyon yapabileceği uyarısıdır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mustafa dönmez
(29.11.2022 12:22 - #268)
Her yerde her konuda halen uyuyan modda devam ediyorlar uyanip mudahele ediyor sonra tekrar uyuyorlar bitmez bitmesi için komple yeniden yeni nesil lazım oda zor anlayacağınız adelet mulkun temelidir adalet halkin ve insanın yaşam temeli olmazsa böyle gelir boyle gider
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.