KIYILAR HALKINDIR AMAAAAAA....

Hani hepimizin dillerimizde pelesenk olan çok meşhur bir şarkı vardı ya… ‘’Ada sa-hil-lerinde bek-li-yorum’’ diye başlayan… Hahh, işte artık o şarkıyı Adalar’da oturup söylemeniz için öncelikle sahilleri gasp eden kafelerde garsona en az bir kahve sipariş etmeniz, ya da 100 TL.ye bir şezlong kiralamanız gerekir.

Alim Allah hele birde beklediğiniz biraz gecikirse, en az 200’lük olursunuz.

Artık sahillerle bağlantıları sadece vapur iskelelerinden ibaret olan Adalılar, uzun zamandır o muhteşem şarkının sadece son dörtlüğünü biraz değiştirerek söylüyorlar…

 

Aaaaahhhh

Ne-re-de o mis gibi ley-lak-lar

Şezlong-la dol-du gü-zelim kum-sallar

Kafe-ler, iç-kili res-to-rantlar

Beni yad et güze-lim başın için

 

Değerli Okurlar; Adalar 1980'li yıllarda sit alanı ilan edildi. 1992 yılında da koruma amaçlı 1/5000'lik nâzım imar planı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kabul edildi. O tarihten bu tarihe kadar 1/1000'lik koruma amaçlı uygulama imar planı da düzenlenip, onaylanıp, yürürlüğe konulmadı. Adalar'da bu nedenle tek bir bina yapmaya kalksanız bile 1/1000'lik plan olmadığı için imar iznini Anıtlar Kurulu'ndan almanız gerekiyor. Yani bu durumda Adalar’da çivi bile çakılamaz zannediyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Hem Ada sahillerini, hemde mahalleleri gezdiğimizde durumun böyle olmadığını, kaçak yapılaşmanın korkunç boyutlara ulaştığını, yapanın yanına kar kaldığını üzülerek gözlemleyebilirsiniz. Yıllarca kaçak olarak yapılan Lido-Seferoğlu-Konukoğlu tesislerini eleştirmiş, buna seyirci kalanları ise hiç anlamamıştık. Daha yeni idrak ediyoruz ki, meğer o sessiz kalanlar kendi kaçak yapıları için emsaller olsun istiyorlarmış.

 

Yani sözün özü; son on beş yılda Ahbap-Çavuş ilişkileri, siyasi ilişkiler, akçeli ilişkiler neticesinde Adalar’ın bütün yeşil alanları-kumsalları işgal edilmiş, kafeler-lokantalar-motor iskeleleri deniz kıyılarını gasp etmişlerdir. (En acı örnekler Burgazada ve Büyükada’dır. Sırf üç-beş kişi yemek yiyecek diye vatandaşın deniz kıyısında yürümesinin önü kesilmiştir.) Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, Adalar dâhilinde iktidar ve ana muhalefetin ilçe başkanlarından biri, kaçak iskele sahibi Mavi Marmara Tur'un ceosu. diğeri ise sahilin tam önünü kapayan restaurantlardan birinin sahibidir. 

Adalar Belediyesi ve Kaymakamlık ise tüm bu olup bittilere karşın münferit birkaç müdahale dışında seyirci kalmışlar, hiçbir önlem almamışlar, haykırışlara-yazılanlara kulaklarını tıkayıp-gözlerini kapamışlardır.

Büyükadalı esnaf Hilmi Tanık’ın sosyal medyasında her hafta, ‘imar yolsuzluğunu ve kimin yaptığını’ haykırışına kulak verseniz, Ada Gazetesi’nin haberlerine ve yapılan yorumlara göz gezdirseniz, Adalar Postası’nın sosyal medyasını takip etseniz işin vahametini çok daha iyi anlarsınız.

 

Ne diyelim; Leyla ile Mecnun gibi, Kerem ile Aslı gibi çoktan masal olmuş ADALAR…