İRAN SEÇİMİ ve TÜRKİYE'Yİ BEKLEYEN TEHLİKE...

İran Cumhurbaşkanlığı seçimini, muhafazakar aday veyahut başka bir ifadeyle molla rejiminin has adamı, ekte demokrasinin gereği(?) sandık başında fotoğrafı bulunan eski yargı başkanı İbrahim Reisi'nin oyların 62'sini alarak kazandığı kesinleşti.

Seçimler öncesi İran sosyal medyasında geniş çaplı bir seçimi boykot kampanyası vardı ne oldu dersiniz.

85 milyonluk İran'da, 59 milyon kayıtlı seçmen var ve kullanılan geçerli oy sadece 28 milyon 600 bin. Rejimin kuklası, İbrahim Reisi 17 milyon 600 bin oyla Cumhurbaşkanı oldu. Toplam oya nispetle 29'luk bir payı var sadece.

Gençler sandığa gitmedi, rejime son derece kızgınlar, "Hiç bir şeyin değişmeyeceğine inanıyorum. Hepsi birbirinin aynı" demiş 22 yaşındaki bir İranlı genç kız ve oy kullanmama sebebini böyle izah etmiş.

Evet oy kullanmadınız ey İranlı gençler ve hakikaten hiçbir şey de değişmedi. Seçimlerde 40 oy kullanılmış veya kullanılmamış mevcut rejimin umurunda olmadı. Bütün adaylar seçilmiş(!) cumhurbaşkanını tebrik ettiler ve iş bitti.

İran'daki bu trajikomedyayı niçin yazıyorum biliyor musunuz? Önümüzdeki seçimlerde de bizde aynı tip bir seçim boykotu şarlatanlığı olabilir, onun için yazıyorum.

Seçimleri boykot etmenin, sandığa gitmemenin hiç bir anlamı yok. Anlamı olan ve bizleri içinde yaşadığımız kaostan kurtaracak olan kendi içimizden çıkaracağımız adaylara destek olarak seçimlerde var olmak ve oy kullanmaktır.

Kendi içimizden, bağımsız, mevcut siyaset çemberinde bir dönen olmamış, sivil adayların örgütlendiği bir yapıdır ihtiyacımız. Yoksa kendi sahte muhalefetini yaratmış bu hakim iktidar karşısında gene kaybederiz. Tıpkı halkının 60'ının oy kullanmadığı İran gibi.

Oy kullanmamakla veya mevcutlara oy kullanarak da hiç bir şey değişmez. Değişebilmek için oyunun farkında olarak siyasi olarak örgütlenebilmek ve sistemi al aşağı edecek sayıya ulaşmak gerek.

Bizleri insanlık onuruna yakışmayan bir hayata mahkum eden mevcut siyaset oyununu ancak bağımsız ve sivil yapılara oy vererek alt edebiliriz. Yoksa "giden ağam, gelen paşam" düzeni böyle devam eder gider...

İktidarı ve sahte muhalefetiyle hepsi gene ortak, biz de yolunacak kaz oluruz.

Ekonomist Halil İbrahim Bayrakçı