BAKIRKÖY’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM İŞİ YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ.

Bakırköylüler 1999 depreminde büyük bir gayretle Sivil toplum, Belediye, Kaymakamlık işbirliğiyle tüm depremde sığınılacak alanlar, Helikopter iniş pistleri, acil yol işaretleri, deprem konteynırları, ilçemizdeki fırınların, Sağlık çalışanlarının, teknik araçları olanların, yerleri, listeleri ve sahra hastahanelerinin yerleri belirlenerek ard arda tatbikatlar yapılmıştı.

Bu arada Sivil toplum Kuruluşlarındaki Danışman Prof. Hocalarımızın girişimi ile İstanbul Teknik Üniversitesi zemin etüdü ve binaların durumunu kontrol etti. Yapılan çalışmalar neticesinde 3000 binanın yıkılması gerekli olduğu ve zemindeki korozyonlarda hasarlar tespit edilip Belediyeye bildirilirdi.

2004 yılında Belediye Yönetiminin el değiştirmesi sonucunda tüm bu çalışmalar olduğu noktada kaldı hatta CHP li Belediye Başkanı H.Ateş Erzen, başta Capacity olmak üzere birçok depremde sığınılacak alanı imara açtı.

Bakırköy deki, bilhassa Florya’daki betonlaşma ve 12 Yeşil alanın imara açılması ve kıymetli mülklerimizin satılmasına karşılık deprem, yâda Kentsel dönüşüm konusunda hiçbir şey yapılmadı.

2014 seçimleriyle göreve gelen CHP li Başkan Bülent Kerimoğlu ise bu konudaki açığı bildiğinden seçmenin önüne her çıktığında, Bakırköy’de ada bazında harika bir kentsel Dönüşümü gerçekleştireceğini ve çoğu emekli olan Bakırköylülerden beş kuruş para alınmadan bunun yapılacağını vaat etti.

Tüm bu vaatlerin üzerinden koskoca bir beş yıl geçti hala ortada bir şey yok ve hala kentsel dönüşüm gerçekleşmedi.

Kerimoğlu, ada bazında dönüşümü kotaramayınca parsel bazında yerinde dönüşüm olarak yine iş vatandaşlara düştü ve imkânı olan Bakırköylüler kendi katkılarıyla binalarını kentsel dönüşüm için müteahhitlere verdiler.

Ancak geri kalan büyük çoğunluktaki Emekli ve bilhassa binası riskli olan vatandaşlara seçimlerde her partinin verdiği 1, kat 2 kat ilave ile ‘’sizin işinizi kurtaracağız’’ sözleri asla tutulmadı. (Hatta Akp gibi bazı partiler bunu pankartlarla tüm Bakırköy’e astıkları halde).

Yani siyasiler Anayasadaki vatandaşların “Can ve Mal Güvenliğinin Korunması esası” nı yerine getireceklerine bu ihtiyacı siyasi oy avcılığı malzemesi yaptıkları gibi, Belediye’de bu işlerin ruhsatları verilirken her şey yasal olsa bile büyük miktarlarda Rüşvet istendiği iddialarına bulaştı.

Yeşilköylü Bir Müteahhit şahsından 2 milyon dolar Rüşvet istendiği iddiasıyla İç İşleri Bakanlığına şikâyette bulundu ve Bakırköy Belediyesi Yetkilileri hakkında soruşturma başladı.

Bazı riskli yerlerde yıkılan binalar ve kamuoyunun baskısı neticesinde Kentsel dönüşüm İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Gündemine geldi.

İBB de çoğunluğa sahip olan AKP sokaklara astığı pankartların tam aksine orada da işi yokuşa sürmeye başladı ve teklif aylarca rafa kalktı.

İnsanımızın Canı ve Anayasal hakkının bu kadar hayasızca ve duyarsızca siyasete ve rüşvete alet edilmesi hem SUÇTUR hemde insanlık ve yasalar adına UTANÇ VERİCİDİR.

Bu konuda görevlerini yapmayan tüm yetkilileri ve tüm siyasileri şiddetle kınıyorum.

 

Ülker DURUKAN

Çevre Dostları Derneği Başkanı

Bakırköy Sivil toplum Kuruluşları Onursal Başkanı.