EKREM İMAMOĞLU VE ADALAR

Bugünkü yazıma, rahmetle andığım ünlü şair Ahmet Arif’in, ‘’İçerde’’ şiiriyle başlamak istiyorum.   Haberin var mı sahilin kaçak iskeleleri? Çöp içinde bırakılmış orman, Rüşvet-yolsuzluk, Kayıp Atlar, Beceriksiz başkan, vurdumduymaz muhalefet, Uğruna yargılandığım-para cezaları aldığım, Yazılarım, Haberiniz var mı? Ada Gazetesi yeni haberler göndermiş, Okudukça üzülüp yakıyorum cigaramı. Dağlarına hiç bahar gelmeyecek mi ilçemin…   Bayram tadında bir yazı yazmayı sizlerden çok ben isterdim ama olmuyor. Adalar’da ki kokuşmuşluğu, dört tarafını çevreleyen suyun tuzu bile bastıramıyor. İBB’nin yardımlarını-yaptıklarını çıkarıp atın, o zaman çok daha net göreceksiniz rezaletin boyutunu. Birde şimdi ‘Atlar Kayıp’ haberleriyle gündem olduk… ‘’O güzel insanlar gri pasaportlarla o güzel Atlara binip gittiler’’ deyip tam meseleyi kapatacağım ama şimdi de ortaya ‘’Atlara çip taktık’’ diye konuyu uzatıyor İBB… Yahu kardeşim, atlara takılan çip sadece atın kimliğini belirlemek için, Uzaydan takip etmek için değil. Kimler size bu aklı veriyor? Bu arada, herkes atlar kayboldu derken bir Tanrı’nın kulu da çıkıp, ‘Üniversitelere verilen atlar acaba kobay olarak mı kullanıldı’’ diye sormuyor. Ah be Ekrem başkan; Atları göndereceğine, başkan ve avanesini çeşitli illere gönderseydin, işte o zaman ‘her şey çok güzel olurdu’ vallahi… Adalılar da gerçek bayramı yaşardı.   Neyse, belediyenin muhalif meclis üyesi sosyal medyasında, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı birinin kin ve nefret dolu paylaşımını hocam diye lanse ederek paylaşmış. Aynı türde paylaşımları hemşerisi olan bir ilçe yöneticisi de sayfasında bol bol paylaşmıştı. Bizler o meclis üyesini iyi bir Türk Milliyetçisi ve Cumhuriyet sevdalısı olarak bilirdik, fena yanılmışız. Bayram sevincini doyasıya yaşayabileceğimiz günlerin gelmesi dileğiyle, Tanrı’ya emanet olun.